Yumuşama, normalleşme, el sıkma, el uzatma, “Gelsin Meclis’te konuşsun”, terör saldırısı derken aniden geldik “Kürt sorunu” ile ilgili kayyum atamalarına. Önce Esenyurt (CHP), sonra Mardin (DEM), Batman (DEM), Halfeti (DEM) belediyelerine devlet doğrudan el koydu. Bu refleksleriyle rejim, devleti (disiplin ve cezalandırma araçlarının sadakatini) konuşmadan seçimleri hatta siyaseti konuşmanın ne kadar boşa bir çaba olduğunu, gücü konuşmadan iktidarın konuşulamayacağını anımsattı. Böylece son dönemde türeyen kimi fantezileri de (umarım) yıktı.
Fantezi 1: “Birinci parti olduk. Yumuşayarak, normalleşerek iktidara yürüyoruz.”
Rejim, “yumuşamadan” muhalefetin eleştirilerinin yumuşamasını, “normalleşmeden” de kendi pratiklerinin normalleşmesini anlıyor, kayyum atamalarının gösterdiği gibi, seçmenin iradesini bir kalemde hiçe sayarak yerine kendi iradesini koyabiliyor. Rejimin girdiği yoldan geri dönmesini, “yeni anayasa”, “ömür boyu başkanlık” projelerinden vazgeçmesini beklemek gerçekçi bir tutum değildir. Rejim siyasal İslamın iktidarının........