Birlik yoksa iktidar da yok
Sağ popülizm (yeni faşizm) dünyanın pek çok yerinde yükseliyor. İngiltere’de Reform, Fransa’da Ulusal Birlik, Almanya’da AfD kamuoyu yoklamalarına göre birinci parti. Muhafazakâr sağ bu gelişmeye uyum sağlayarak bu partilerin etrafında birleşmeye başlıyor. Sol ise bu yükselişe ayak uyduramadığı için direnemiyor. Bu durum ana akım yorumcularda bile kaygı yaratmaya başladı.
Sağın bu birlik refleksi, ideolojik bir tutarlılıktan değil, son derece sade bir siyasal sezgiden besleniyor: İktidarı istiyorsan yan yana duracaksın.
Sağ siyaset bu gerçeği içselleştirmiş durumda. Seçim dönemleri geldiğinde kişisel husumetler, fraksiyon çatışmaları, tarihsel hesaplaşmalar arka plana itiliyor; ulus, düzen, güvenlik, göçmen karşıtlığı gibi güçlü başlıklarda bir birlik görüntüsü oluşuyor. Sağ, seçmene basit bir proje sunuyor; tek bir yön gösteriyor.
Solun durumu çok farklı. Çevreciler, sendikacılar, sosyal demokratlar, sosyalistler, sol liberaller ve kimlik siyaseti hareketleri... Hepsi bir arada ama ortak bir hedefe doğru değil; birbirlerinin gölgesine basmamaya çalışarak yürüyorlar. Her grup kendi meselesini vazgeçilmez, ertelenemez, pazarlık edilemez bir öncelik olarak görüyor. Ötekinin tüm siyasi duruşunu, aradaki tek bir farka indirgeyerek ikna etmeye çalışmak yerine dışlıyor. Böylece, solun potansiyel enerjisi politik bir güce dönüşemiyor. Kritik anlarda bile sol,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin