Demokratik Parti Ulusal Kongresi yapıldı, Biden başkanlık adaylığını resmen Harris’e teslim etti. Önce Biden Trump arasında daha sonra, Harris-Walz ile Trump-Vance arasında giderek keskinleşen başkanlık yarışında, adayların hâlâ ayrıntılı bir program/ platform sunmadıkları görülüyor.
Aslında, ABD devletinin yapısı gereği “normal” dönemlerde, adayların ayrıntılı program sunması ile sunmaması arasında, sonuçları itibarıyla bir fark olmuyor. Madalyonun bir yüzünde adaylar ve programları var, öbür yüzünde de ABD devletinin, daha genel konuşmak gerekirse liberal-demokratik-anayasal devletin ikili yapısı var: Seçilmişlerden oluşan hükümet (törensel, görüntüsel, meşrulaştırıcı) yanında güvenlik ve idari bürokrasinin seçkinleri, güç odaklarının/ egemen sermayenin ve medyanın seçkinleriyle doğrudan temas halinde, kimi zaman, o kesimlere gidip, kimi zaman oradan gelen güvenlik-yargı ve idari bürokrasinin seçkinleri (zaman zaman dramatik biçimde “derin devlet” denen şey) var.
Kim hangi programla seçilirse seçilsin: a) Bu program zaten, büyük ölçüde bu devletin ve medyanın “eleştirel bakışları” altında hazırlanıyor; b) Seçilmiş hükümetin programı ikili yapı tarafından, anayasa, ulusal güvenlik, kapitalist gerçeklik temel alınarak biteviye denetleniyor, anayasal çerçeve içinde kalarak uygulanması sağlanıyor.
Konuyla biraz daha yakından ilgilenmek........