‘Serbest ticaret’ geride mi kalıyor?

Geçtiğimiz haftalarda Batı basınında “Dünya, Dünya Ticaret örgütünü terk ediyor”, “Dünya serbest ticaretten vazgeçiyor”, “ABD’nin eski ekonomi politikası ölüyor” başlıklı yorumlar vardı. Gerçekten de korumacı politikaların yükselişi, ABD ve Çin gibi büyük güçler arasındaki artan gerilimler, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) grubunun oluşumu, dünyanın “serbest ticaret” anlayışından uzaklaşarak bölgeselcilik, rekabet odaklı, yeni bir şekillenmeye doğru ilerlediğini gösteriyor.

Batı merkezli ABD hegemonyası altında şekillenen kapitalist dünya ekonomisinde, Genel Tarifeler ve Ticaret Anlaşması (GATT) ve onun devamı niteliğindeki DTÖ, ticareti serbestleştirmek, uluslararası ticareti düzenleyen kurallar oluşturmak, ekonomik entegrasyonu teşvik etmek için tasarlanmıştı.

Ancak son yıllarda ABD’nin küresel ekonomik konumu görece geriledikçe serbest ticarete olan bağlılığı da giderek azaldı. Donald Trump’ın 2016’da başkan seçilmesiyle ABD, Çin mallarına uygulanan tarifeler ve Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan (TPP) çekilme gibi korumacı politikalara yöneldi. Bu korumacı politikaların çoğu Biden yönetiminde de “sanayi politikası” arayışları ile güçlenerek devam etti. ABD’nin DTÖ’nün uyuşmazlık çözüm mekanizmasındaki atamaları engellemesi küresel serbest ticaret sistemini ciddi şekilde zayıflattı. Şimdilerde, ABD’nin yerel endüstrilere........

© Cumhuriyet