Yeni küreselleşme: Cebimizdeki bomba

Sovyetler Birliği çökünce, Batı Emperyalizmi, Francis Fukuyama’nın ağzından, “Tarihin Sonu Geldi” diyerek, “Küreselleşme” adını koyduğu yeni bir çağın başladığını ilan etti:

Bu yeni çağda Sovyetler Birliği yani Batı’nın rakibi (düşmanı) olan devlet (uygarlık) çöktüğü için artık sadece sınıf savaşları değil, ülkeler arası savaşlar da bitecekti.

Zaten savaşların temelinde yatan “Ulusal Devlet” kavramı da artık erozyona uğramıştı ve yok olmaya mahkûmdu!

Savaşlar bitince Neoliberalizm de yaygınlaşacak kaynaklar, tank, top, tüfek yerine, buzdolabı, çamaşır makinesi, otomobil imalatına yönelecek, bütün insanlık, barış içinde, Batı’nın egemenliğinde refaha erişecekti.

Bu sahte kehanet, on yıl kadar sürdü:

2001 yılında El Kaide’nin (Usame Bin Ladin’in) ABD’de İkiz Kuleleri vurmasıyla sona erdi.

Böylece “Küreselleşme’nin Birinci Aşaması” bitiyor, “Terörün Küreselleşmesi” veya “Küreselleşen Terör” olarak ikinci aşaması başlıyordu.

Elbette, Fukuyama da öngörülerinin yanlış çıkmasının farkındaydı ve derhal ikinci yaklaşımını patlattı:

“Devlet İnşası” adıyla yazdığı ikinci kitabında, “Ulus Devletlerin” (Ulusal Devletlerin) yok olmadığını, tam tersine, terörle, insan ve uyuşturucu ticaretiyle ve........

© Cumhuriyet