Çöpler ve altın

Örgütsüz bir ülke, sömürgedir.

Örgütlü ülkelerin yağma alanıdır.

Örgütsüz bir ülkenin halkı, iki kat köledir.

Hem kendi ülkesindeki güçlülerin hem onların da efendisi olan dışarıdaki güçlülerin kölesi.

Örgütsüz bir halk zavallı, cahil bir insan topluluğudur. Üstelik bunun bilincinde ya da farkında bile değildir. Zaten asıl cahillik de bu bilinçsizlik, farkında olmayıştır.

Farkında oluş, olumsuzluğu aşma yönünde bir adım atılması demektir.

Bu adımı, örgütlenme yolunda bir başlangıç anlamına gelen, kendisi gibi olanlarla bir araya gelmek, çareler aramak isteği izleyecek, bu ise örgütlenme yolunda bir başlangıç olacaktır.

Hep böyledir, böyle olmuştur.

Korkunç olan cahilin, ezilmişin, aşağılanmışın, kölenin, bunların farkında olmayışı, giderek alıştırılması daha da öte bunları kader sayması, hatta yüceltmeye yönlendirilmesidir.

***

Bu konuda dinler, egemenlerin keşfettikleri , genellikle asıl amaçlarından saptırılan harika araçlardır.

Öyle ya, bu dünyadaki zavallılık, aşağılanmışlık, ezilmişlik, geçidir, bir sınavdır.

Ödül bir başka dünyadadır.

Beyinlerine çocukluktan ve hatta bebeklikten başlayarak safsatalar, yalanlar işlenen bir halkın örgütlenmeden anladığı da köleliği kabullenmek ve bu safsatayı en hâkimane, en inandırıcı, en başarılı, en kandırıcı, yerine göre en tehditkâr, yerine göre en tatlılıkla dile getirenin müridi kulu kölesi olmaktır.

Düşünmek,........

© Cumhuriyet