Dün 23 Nisan’dı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 104. yıldönümüydü. Aynı zamanda da “Çocuk Bayramı”ydı. Başta çocuklar olmak üzere hepimize kutlu olsun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin “Egemenlik milletindir” ilkesine göre kuruluşu, bir yandan da büyük bir kısmı işgal altına girmiş bulunan ülkemizi işgalden kurtaracak olan Kurtuluş Savaşı’mızın düzenli orduya kavuşmasının da başlangıcıdır. İstanbul’daki “Meclisi Mebusan”ın kapatılmasından sonra seçim yoluyla oluşturulup Ankara’daki çalışmalarına başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem halkımızın temsilciliğini hem ülkenin işgal dışında kalmış yerlerinin fiili yönetimini üstlenmiştir hem de “Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları” adı altında örgütlenen silahlı kuvvetlerimizin yönetimini... Meclis, kendi başkanlığına seçtiği Mustafa Kemal Paşa’yı, o orduların başkomutanlığına da seçmiştir.
Ve bu özellikleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletvekillerinin bir kısmının, Meclis’teki görevlerini yürütürken bir yandan da “seçim çevreleri”ne gider gibi “savaş meydanları”na gidip savaşlara katıldıkları zamanlar yaşanmıştır, düşmanın Ankara yakınlarına kadar yaklaşıp top seslerini Ankaralılara duyurabildiği zamanlar...
Ve sonuç: İnönü Savaşları, Sakarya Savaşı, Başkomutanlık Meydan Muharebesi, İzmir’in........