Türk Tabipleri Birliği-TTB, 1953’te 6023 sayılı yasa ile kurulmuş kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Öncü İstanbul ve Ankara Tabip Odaları 1929’lara tarihleniyor. Cumhuriyetimizin kurucuları odaları teşvik ettiler. 1961 ve 1982 anayasaları demokratik güvence sağladı bu gibi kurumlara (m.122 ve 135).
TTB, 28-30 Haziran 2024’te seçimli genel kurula gidiyor (76. Büyük Kongre). Ancak yürütme organı merkez konseyi (MK) yargı kararı ile görevden alınmış durumda (30.11.2023). Dosya istinafta ve MK bir tür “askıda-geçici görevde”. Bu tablo son derece üzücü ve onur kırıcı. 105 bin hekimin üye olduğu (tüm hekimlerin yarısı!) büyük ve köklü bir meslek örgütünün tek yargıçlı bir asliye hukuk mahkemesince yürütme organının yetkisinin kaldırılması ve bir ay içinde seçime zorlanması, 1982 Anayasası’nın 135. vd. maddeleri, uluslararası hukuk bağlamında ne ölçüde anayasal, demokratik ve meşru? Bu tartışılabilir.
Ancak TTB-MK başkanı hakkında açılan ciddi bir ceza davası var: TSK’nin terörle savaşta kimyasal silah kullandığını ima eden, suçlayan demeçle. Başkanın birkaç ay tutuklandığı bu davada “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası kararı istinafta onandı. Bu kişinin dosyası çok kabarık, internette çok sayıda bilgi-belgeye erişilebilir. “Düzmece rapor uzmanı, Fincancı” başlıklı makale Cumhuriyet’te yer aldı (M. Kırıkkanat, 5.5.24). Yazarın şu satırları çok önemli ve bildiğimiz ölçüde yalanlan(a)madı:
“... Kamuoyu, Adli Tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı’yı TSK’nin PKK’ye karşı kimyasal silah........© Cumhuriyet