Belleklerdedir: 31 Mart Kalkışması (isyanı), Meşrutiyetin 2. kez ilanından sonra (ilki 1876) İstanbul’da başlatılan büyük bir ayaklanma ve darbe girişimidir. İttihat ve Terakki’nin desteklediği Hüseyin Hilmi Paşa, sadrazam (başbakan) idi. Önceki sadrazam Meclis’te güvensizlik oyu ile düşürülmüştü! Hareket Ordusu tarafından isyan bastırıldı. 2. Abülhamit’in 1878’de ilk Meşrutiyeti daha 2. yılında kaldırarak başlattığı “istibdat” (koyu baskı-mutlak sultanlık) rejimi sürsün istiyordu gerici-yobazlar. Oysa şimdiki yurdun iki katı alan yitirilmişti bu karanlık dönemde. Vatan toprağı Kıbrıs sözde “kiralanmıştı” İngiltere’ye! Ancak “hürriyet ilan edilmişti” bir kez, geri dönüş yoktu. Avrupa’nın çok gerisinden de olsa “ilerliyorduk”. Tarihin tekerleği ileriye dön(dürül)üyordu, 23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM, “Egemenlik bağsız koşulsuz milletindir” ilkesini benimseyerek gerçekte eylemli olarak (fiilen) saltanatı tanımadığını duyurmuştu. “Tebaa” sözcüğü yerine özen ve bilinçle “millet” sözcüğü konmuştu, Cumhuriyete giden yolun taşları döşeniyordu. Bağımsızlık savaşının görkemli askeri utkusunun (30 Ağustos 1922) hemen ardından, 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış ve son padişah Vahdettin, İngilizlere sığınarak kaçmıştı.
***
Hükümet yok! Cumhurbaşkanlığı kabinesi uydurma-zorlama-göstermelik bir sekreterler kurulu.
Meclis yok! Cumhur İttifakı, TBMM’yi noter gibi kullanıyor. Tüm yasa önerileri kaçak Saray’dan geliyor.
Yargı yok gibi! HSK eliyle mutlak egemenlikle atamalar-yükseltmeler-yer değiştirmeler........