14 Mart Tıp Bayramı: 197 yıl sonra neredeyiz?

197 yıl önce bugün, 14 Mart 1827’de 2. Mahmut, kısa adıyla Mekteb-i Tıbbiye’yi İstanbul’da açtı. Mustafa Kemal’in Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in 1933 Üniversite Devrimi ile Darülfünun’un (Medrese) İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesiyle, Cumhuriyetimizin ilk ve en köklü tıp fakültesi olan İstanbul Tıp Fakültesi kuruldu. Bizim de övünçlü bitireni (mezunu) olduğumuz bu fakülte, ülkemizdeki öbür tıp fakültelerinin anası oldu. Tıp bilimlerinde öncülük yaptı, paha biçilmez değerde sağlık hizmeti üretti. Sayısız hekim, ebe-hemşire yetiştirdi. Mezunu Prof. Dr. Aziz Sancar, Nobel Ödülü aldı! Hâlâ ülkemizin amiral gemisi 3-5 tıp fakültesi içindedir, gözbebeğimizdir.

1915’te İstanbul Tıp Fakültesi’nin 190 ilk sınıf öğrencisi Çanakkale savunmasına yollandı ve hepsi şehit düştü. Altı yıl sonra 1921’de hiç mezun verilemedi, acı çok büyüktü. “Vatan sağ olsun” dedik.

Türkiye’de ilk Tıp Bayramı, işgal altındaki İstanbul’da ve Tıbbiye’de 14 Mart 1919’da kutlandı! Tıbbiye de işgal altındaydı. Haydarpaşa’daki fakülte binasında büyük bir gösteri düzenlendi ve iki yüksek kule arasına büyük dev Türk bayrağı asıldı. Üçüncü sınıf öğrencisi Tıbbiyeli Hikmet öncüydü. İşgalci İngilizlerin engelleme çabası başarısızdı. “Bu topraklar bizimdir ve onun için sizinle dövüşeceğiz!” diye yüzlerine haykırıldı. Üniformaları alındı, pijamalarıyla derslere girdiler! Biz devrimci-Kemalist hekimler, 14 Mart’ı bu bağlamda sahipleniyoruz. “Beni Türk hekimlerine emanet edin!” diyen önderin tam güveni, içimizde sönmez Prometheus ateşidir. Bu antiemperyalist ve tam........

© Cumhuriyet