‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

Başbakan R.T. Erdoğan, bu görevini bırakmadan aday olduğu ve ilk kez halkoyuyla yapılan seçimde 12. cumhurbaşkanı oldu (10 Ağustos 2014). Anayasa m. 101. halkoylaması ile değiştirilerek (2007, 4779 s. yasa) süre beş yıla çekilmiş ancak 2. kez adaylık yolu açılmıştı. Öne alınan 24 Haziran 2018 seçiminde bir daha seçildi. 1982 Anayasası 2017’de 19. kez çok kapsamlı değişiklikler gördü (6771 s. yasa) ama m.101’e dokunulmadı. Anayasa değişikliği ve yeni anayasa yapımında sanırız üstümüze yok dünyada. 6201 s. Cumhurbaşkanı Seçim Yasası 19.01.2012’de yürürlüğe girmiş ve anayasa m.101’deki “cumhurbaşkanının en çok iki kez aday olabilmesi” kuralı aynen konmuştu.

Ne var ki RTE ve yandaşları 2017 Anayasa değişiklikleri ile sistemin tümden değiştiğini ve öncesi dönemin sayılmayacağını öne sürdü. Oysa bir geçiş hükmü, geçici madde konmamıştı anayasaya 2017’de ve 1982 Anayasası “yeni bir anayasa olmaksızın” yürürlükteydi. Kaldı ki 2017 halkoylaması gerçekte “tam yasasızlık”la sakatlanarak YSK’nin, TBMM’nin yasama erkini zoralımıyla (gaspıyla) 298 s. yasada kayıtlı (m.101/3) mühürlü zarf-oy pusulası buyurucu (emredici) kuralını çiğnemesi nedeniyle yaklaşık 2.5 milyon mühürsüz oy pusulası geçerli sayılmış; darbe, Erdoğan’ın o akşam (16 Nisan 2017) “Atı alan Üsküdar’a geçti” oldubittisi ile Türkiye’ye dayatılmıştı. Gerçekte bu halkoylaması sonucu ve Erdoğan’ın 2. kez CB seçilmesi evrensel hukuk kurallarına göre tartışmasız olarak yok hükmündedir, hukuk dünyasında böylesi bir sonuç doğmamıştır! Saygın ve kıdemli hukukçu Prof. Sami Selçuk bu soruna ilişkin kitabında “Hukuk Dünyasında Doğmayan Halk Oylaması” (2018), tüm namuslu hukukçuları şu itirazı yükseltmeye........

© Cumhuriyet