Hemen her gün yaşanan insanlık dışı uygulamalarla karşılaştıkça ilkçağın da öncesinden bu yana nelerin geliştiğini düşünüyorum. Padişahların, kralların, onların çevresinde el pençe bekleyen görevlilerin doldurduğu masalar geliyor gözümün önüne. Bir yandan da ancak masallarda rastlanabilecek yumruk iriliğindeki kuşların kızartılmış etinin kokusu yayılıyor ortalığa.
Kuşun budunu avurtlarına dolduranların ağız şapırtıları midemi bulandırıyor.
Bir tarih kitabında uydurma olaylarla suçlanıp giyotinlerde, keskin kılıçlarda, kanlı kurşunlarda canlarından edilenlerin ölüm kararlarının bu masalarda verildiğini okuyunca başımdan belkemiğime doğru kaynar sular dökülmüş gibi oluyor.
Uyanık da olsam, uykulara da sığınsam ölenlerin ölüm sesleri kulağımda çınlıyor.
Canlılar, sırasını bekleyerek toprak ananın rahminden inmedi. Bilim dışına çıkarak karada yaşayanların da deniz........