Ancak çağdaş eğitimden geçenler toplumda geliştirici bir düzenek kurabiliyor. O nitelikteki kişilerin yönetimde bulunduğu dönemlerde insan varlığının bir değer olduğu da ortaya çıkıyor.
O düzen kurulmadıkça altyapıyı oluşturan kesimlerden verim beklenmesi yanıltıcı olur.
İnsanın değeri, öğrendiği oranda öğretecek birikimlerle donanınca verimli oluyor. Bu düzeyin tutturulamadığı toplumlarda yönetme yetkisi, üretim yoksunu insanların eline veriliyor. Geliştirici eğitimden geçmeyenlerle doldurulması toplumu değer yitimine uğratıyor. Eğitimci diye ortaya çıkan bu kişiler, yalnızca verilen emirleri yerine getiriyorlar. Bu da ulaşılan düzeyi kurutuyor.
Oysa toplumlar, yaşadıkları çağın vardığı bilgi düzeyini tutturabilirse uygarlaşıp kültürel yönden gelişmiş devletlerle dayanışma kurabiliyor.
Toplumun düşünce düzeyinin yükselmesi uygulanan eğitime bağlıdır. O eğitimle yetişen düşünce gelişimin öncüleri bilim insanları, yaratma gücü yüksek sanatçılar, şiirlerinde, öykülerinde, romanlarında algıyı, duyarlığı geliştiren yazarlar, beslendikleri kültürün değerini kavrayan düzeydeki aydınlardır. Eğitim,........