Size bugün bir hikâye anlatacağım. Ama kurgu değil, bire bir gerçek bir hikâye:
Bu sadece milyonlarca Türkün değil, dünyada sayısız müzikseverin tanıdığı ve hayranlık duyduğu, olağanüstü bir sanatçı olan piyanist İdil Biret’in hikâyesi. Ama hikâye doğruca Biret’in yıllardır maruz kaldığı bir haksızlıkla ilgili:
Bir süredir Biret’in Türkiye’de de yabancı ülkelerde de konser verdiğini duymuyoruz. Çünkü kendisinin sağlık sorunu var. Dileriz tam ve başarılı bir tedaviden sonra tekrar izleyicileriyle buluşur.
Biret, biliyorsunuz henüz 7 yaşındayken olağanüstü bir yetenek olduğu keşfedilen, dahi bir çocuğumuzdu. İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün öncülüğünde, sadece o ve onun gibi yetenekli çocuklarımızın eğitim amacıyla, aileleriyle birlikte devlet tarafından yurtdışına gönderilmeleri için özel bir kanun çıkarıldı. Biret ve ardından tanınmış keman sanatçımız Suna Kan aileleriyle birlikte, Avrupa’ya gönderildiler. Nitekim Biret 1948 yılında 8 yaşındayken Paris’e gitti. Orada Nadia Boulunger, Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff gibi........