menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Metin Altıok İçin...

7 14
08.06.2024

1992 yılı olmalı. O zamanlar Murat Karayalçın’ın belediye başkanı olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi, başkentin kültürel yaşamına büyük katkı sağlıyor, sanat adamlarıyla edebiyatseverler ve sanattan beslenen üniversite öğrencileri söyleşilerde buluşuyordu. Resme tutkun afacan bir lise öğrencisi olarak atölyeden çıkmış, babam Behçet Aysan ve Metin Altıok’un konuşmacı olarak katılacakları panele soluk soluğa varmıştım. Metin Altıok kapıda kucakladı beni. Bileklerime kadar boyalı ellerimi ondan kaçırırken resme olan tutkusunu bir kere daha gördüm. Şairliğinin yanında kıymetli bir ressamdı aynı zamanda. Tıpkı çok sevdiği adaşı Metin Eloğlu gibi. Üstelik Eloğlu soyadına nazire yapacak kadar nüktedandı: “Metin Usta, canım usta/ bu soyadı sana haram” Doğrusu Metin Eloğlu’nun da nüktedanlık söz konusu olunca ondan geri kalan yanı yoktu. Genç bir şair adayı yeni çıkacak kitabı için Metin Eloğlu’nun kapısını çalmış. “Metin şu kitabı bir resimleyiver” diye. Eloğlu cevabı yapıştırmış: “Önce bir şiirleyivereyim de.”

Bütün bunlar bir yana Metin Altıok’un Abidin Dino ile TÜBİTAK grevini desteklemek için yaptıkları duvar panosu her zaman belleğimde yer alır. Ayrıca taştan yaptığı, hediye ettiği Kibele heykelcikleri de yanıbaşımda durur.

***

Metin Altıok, Bingöl ve Karaman’da edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra yeniden Ankara’ya dönmüş, eski dostlarıyla kucaklaşmış, şiir coşkusunu daha bir katmerlemiş, arka arkaya kendisini “duygu şairi” olarak tanımladığı yapıtlarını ortaya koymaya başlamıştı. Tam böyle bir aralıkta Sivas katliamı yaşanmış, şiiri büyük bedeni küçücük adam, bir askeri helikopterle bu defa Ankara’ya taşınmıştı. Ne........

© Cumhuriyet Spor


Get it on Google Play