menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Genco abi...

4 13
03.08.2024

Yıl: 1996. Yirmili yaşların başındayım. Sivas kıyımı yeni. Türk Tabipleri Birliği tarafından Behçet Aysan Şiir Ödülü verilmeye başlanmış. Ödül törenine Genco Erkal davet edildi. O dönem Erkal, Mehmet Ulusoy’un rejisiyle “Simyacı”yı oynuyor bir yandan. Muazzam bir turne trafiği olduğunu biliyoruz. Böyle sıkışık zaman diliminde kolay değil, Behçet Aysan özelinde bir gösteri sergilemek ama bizi kırmadı ve geldi. Sahnede Nâzım’la başlayan ve Aysan’la biten bir şiir gösterisi sundu. O günden sonra neredeyse bütün konuşmalarımız Sivas katliamı üstüneydi. Bu görkemli buluşma benim için “Sivas '93” oyununun ilk masa başı çalışmasının başladığı gündür. Daha sonra Genco abi, Max Frisch’in “Aymazoğlu ve Kundakçılar”ını sahneye koydu ve oynadı. Oyundan sonra bir görüşmemizde “Sivas için bu oyunu oynuyorum ama yetmiyor!” demişti.

***

“Sivas ‘93” tipik bir belgesel oyundu. Yaşanan bu korkunç katliamın, yine o güne dair belgelerden yola çıkarak dizgesini oluşturuyordu. Arka planında ise katliama ait, slayt, film, fotoğraf, ses bandı, gazete ve dergi haberi, el ilanı gibi veriler kullanarak eserin belgesel niteliğini geliştirici unsurları karşımıza sistemli bir biçimde çıkarıyordu. Erkal, Sivas’ta yaşanan ortaçağ kıyımına ilişkin araştırma ve soruşturma sürecini bir yöntem gibi kullanarak kendi evrenini oluşturmuştu. Yaşananların ardında yatan gerçekleri ortaya koymaya, kamu vicdanını adaleti de içine alacak şekilde harekete geçmeye katkı sağlama arzusundaydı. Belgesel tiyatronun öncüsü Peter Weiss tiyatronun “ezilmişlerin ve mahkûm edilmişler”in yanında saf tuttuğunu belirterek bu noktada yansız ve tarafsız bir yaklaşımın olamayacağının altını çizer. Gerçekten de........

© Cumhuriyet Spor


Get it on Google Play