Türkiye, gıda enflasyonunda Avrupa, Kuzey Amerika, Asya lideri; Arjantin, Güney Sudan, Zimbabve ile de dünyada ilk dördü paylaşıyor. Hatta soykırıma uğrayan Filistin’de bile enflasyon Türkiye’nin yarısı (yüzde 33) kadar.
Bu verileri İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökce açıkladı.
Peki Türkiye niçin böyle bir sarmalın içinde?
Evet, ekonomi bozuk. Adı “vergimatik”e çıkan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in para politikası başlarda cesur adımlar atılamadığı için tutmadı ama gıdadaki “ahlaksızca” artışın asıl nedeni fırsatçıların bu sektördeki vurgunculuğu. Geçenlerde KRT’de Ziraat Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran domates üzerinden örneklendirdi bu vurgunu. Tarlada 2 TL olan domatesin, markete, pazara gelene kadar nasıl 30-35 TL’ye çıktığını açıkladı. Öncelikle gübre, pompaj (suyu aktarmak için kullanılan elektrik) giderlerinin tavan yaptığını, fide fiyatının 2 TL’ye yükseldiğini, elle toplanan ürün için de emekçiye 600 ile 800 TL arasında ücret ödendiğini anlattı ve iç pazardaki vurgunculara sözü getirdi. Aracılar, ne yazık ki domatesi öldüm fiyatına alıyor üreticilerden ve denetimsizce iç piyasaya veriyorlar. Kabul etmeyenin ürünü yanıyor! Çözüme gelirsek 1923 sonrası başlayan kooperatifçilik canlandırılabilir ya da Tarım Bakanlığı tarladaki domatesi alma garantisi verebilir. Böylelikle üretici kendini güvende hisseder, pazarlık yapar. Ancak kimse bu çözümü düşünmüyor! Kooperatif veya devlet bu domatesi ne........