Dünya nüfusunun beş milyarı aştığı 1987 yılı 11 Temmuz tarihine referansla Birleşmiş Milletler öncülüğünde, 1989 yılından bu yana kutlanan bir etkinlikten bahsediyoruz. Güncel verilere göre, Hindistan’ın; Çin’i sadece birkaç milyon kişi ile geride bırakarak dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülke kimliğini kazandığı anlaşılıyor. Tabloya üçüncü sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri dahil edildiğinde, dünya toplam nüfusunun @’ ının bu ülkelerde yaşadığı ortaya çıkıyor. Türkiye, 85,4 milyon nüfusu ile 194 ülke arasında 18. sırada yer alıyor ve dünyadaki toplam nüfusun %1,1 oranında bir insan sayısına sahip olduğu görülüyor.
Küresel planda, bundan beş yıl önce, yaşlı nüfusu temsil eden 64 üstü yaştaki insan sayısının; tarihte ilk kez beş yaş altı çocuk sayısını geçmiş olduğunu da hatırlatmalıyız. 19 ülke nüfusunun beşte birinden fazlasını 65 yaş üstü kişilerden oluştuğu bir tabloda, pek çok coğrafyada, “hızlı yaşlanan ve yaşlı nüfusa sahip” demografik gidişat hakimiyet kazanıyor. Nitekim, elli yıl önceki %2 yıllık nüfus artış oranı; %1’in altına kadar geriliyor ve 2060 yılından başlayarak dünya nüfusunun azalma trendine gireceği öngörülüyor. Üstelik, IMF projeksiyonlarına göre, “çalışma çağındaki nüfus” en geç 2030 yılına kadar net azalma kaydedeceği için, ekonomik performansın olumsuz etkileneceği anlaşılıyor.
1910’lu yıllarda dahi, küresel planda 35 yaşına ulaşamayan........