Hem tarihi hem de mimari açıdan önemli bir yapı olan, II. Abdülhamit döneminden kalma Taş Konak'ın girişinden arka odalardan birine doğru ilerledik ve kurulumu bitmiş eserlerden birinin önüne geldik. Odanın tüm duvarını boylu boyunca kaplamış, ilk bakışta kendime göre "map of well known people / tanınmış kişilerin haritası" olarak adlandırdığım bu eser Dünyaca ünlü pek çok sanatçı, müzisyen, modacı, model veya kendi alanında profesyonel ismin portresinden oluşan bir eserdi.
Berry’nin "Denim Legends" adını verdiği, size tüm zamanlarda denim efsanenizin kim olduğunu, yani denimi üzerinde gördüğünüz kişilerden en çok kime yakıştırdığınızı soran bu eser, Clint Eastwood'dan Steve McQueen'e, Miles Davis'den Bob Marley'e, Brooke Shields'dan Madonna'ya, Gisele Bündchen'den Kate Moss'a kadar tüm zamanların en iyi bilinen yüzlerinin portrelerini Berry'nin etkileyici yorumu ile size gösteren bir eserdi. (Bu arada portreler ile ilgili ufak bir bilgi. Levi Strauss'un portresi bu eserdeki portreler arasında yer almıyor. Onu görebilmek için Berry’nin websitesi’ndeki portreler bölümüne bir göz atmanız gerekiyor. Bu portrenin önemi nedir diyenler için; 20 yıldır sadece denim kumaş / kot malzeme kullanarak eserlerini yapan bir sanatçı olan Ian Berry, hem Levi Strauss Müzesi’nde yer alan ikonik Denim Yenilikçileri Müzesi için Levi Strauss'un portresini yapmak űzere görevlendirilmiş olan hem de geçtiğimiz yıl 501 jean'in 150. yıldönümünde Paris, Milano ve Madrid'de dev eserlerini sergilemiş olan bir sanatçı.)
Bu eserin hemen yanındaki duvarda ise o sırada henüz daha asılmamış, ters duran bir eser vardı. “Paradise Lost" adını taşıyan bu eser Los Angeles'taki Roosevelt Otelini tasvir eden, ışık gölge oyunlarının sadece denim kullanılarak verilmiş olan, yakından gördüğünüzde daha da çok etkileneceğiniz bir eser ve benim de gördüğüm ilk andan beri favorim. Hikayesi ise oldukça keyifli..
Ian Berry bana bir gün bir arkadaşını ziyarete Los Angeles'a gittiğini ve bu ziyaret sırasında da tesadüfen bu oteli bulduğunu anlattı. Otelin içine girdiğinde yüzme havuzu ve şezlonglar dahil her şey aynı burada göründüğü gibiymiş. Yalnızca yüzme havuzunun sağ üst köşesindeki şezlonglardan birinde o sırada bir kişi oturuyormuş fakat bu esere o kişiyi koymamış. Bu bilgiyi öğrenince Berry’e ‘o kişiyi sildin yani..’ dedim gülerek ve o da beni teyit etti ancak bu defa da bu bilgi benim esere her baktığımda o köşede hayali bir silüet görmeme neden oldu..
Bu sırada merak edenler için Berry’nin ziyarete gittiği arkadaşı çağdaş sanatın öncülerinden biri olan ünlü ressam ve fotoğrafçı David Hockney'miş..
II. Abdülhamit döneminde yapılan Taş Konak..
Gelelim Nişantaşı’nın göbeğindeki Taş Konak’ın anlamlı hikayesine..
Türk sanat musikisinin klasiklerinden biri olan, büyük ihtimalle Müzeyyen Senar’ın sesinden duymaya alışkın olduğunuz ‘kimseye etmem şikayet’ parçasını bilirsiniz. İşte o parçanın sözlerinin yazarı Şair İhsan Raif........