menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayatı uyuyarak geçirenler, şeffaf itiraf Sakramenti ve taklit edilmiş sel havuzu üzerine..

7 0
07.12.2025

Yavaş yavaş düşünmeye başlayacağız bu geçen yılı. Belki telefonun galerisinde en başlara gideceğiz. Ocak 2025'ten bu yana neler oldu neler bitti yeniden hatırlayacağız.

Hangi hayaller gerçek oldu, yapmak isteyip de neleri yapamadık, kime kırıldık, alındık, kiminle uzun bir aranın ardından barıştık? Nerede başarılıydık, nerede çok yanlış anlaşıldık? Hangi ay yaşadığımıza şükrettiren olayların içinden geçtik, hangisinde küçük bir çocuk gibi hiçbir şeyi ve de hiç kimseyi umursamadan bildiğimiz yoldan gitmek istedik..

Sizi bilmem ama böyle düşününce 2025 benim için muazzam hızlı geçen bir yıldı. Belki yeni anneliğin getirdiği telaş, belki hayata geç kalmamaya karşı duyduğum sadakat yüzünden nasıl geçtiğini anlayamadım ben. Geçen sabah her gün kahve içmeye gittiğim kafede elinde renkli boya kalemleri ile bir illüstratörün yılbaşı süslerini kafenin camlarına çizdiğini görünce birden dank etti. "Nasıl yani, bu yıl da mı bitti, hangi ara, ne zaman?" dedim içimden..

Kahvemi alıp, o yeni çizilmiş yılbaşı süslerinin yanına oturup, defterimi açtım ve sanırım 2 saat boyunca da aralıksız olarak bu geçen yıla dair aklıma gelenleri yazdım.

Kısacası "Hayat nasıl gidiyor ve ben bu bitmekte olan yılın ardından gerçekten nasılım?" sorgusu yaptım. 2026'ya giriş yapmaya hazırlanan versiyonumun kim olduğunu daha iyi anlamaya çalıştım. Nerede Oscar'lık performans gösterdim, nerede epey güçsüz hissettim, nerede kendimi tümüyle kaybettim, nerede kendime geldim yeni baştan hatırladım.

İşte böyle duyguların ardından da yılın bu son ayı ile ilgili olarak size ufak bir tur yapmaya karar verdim. Bir süredir Instagram'da hoşuma giden bazı sanat haberlerini biraraya topluyorum. Farklı ülkelerde, yabancı sanatçıların duygularla, ilişkilerle, dünya ile ilgili yaptığı çalışmalar. Size bu yazı için 3 tanesini seçtim. Hepsinin sonunda da hepimiz için bir mesaj var. Belki yılı bitirmeden üzerine düşünmek iyi gelir..

Hazırsanız başlıyoruz..

1) Massimo De Carlo Sanat Galerisi / Paris

1987 yılında kurulmuş olan Massimo De Carlo'nun Paris'teki Pièce Unique adını taşıyan alanında dış sokağa açılan bir cam bölme var. Galerinin sokaktan geçenlere göstermek istediği eserleri bu bölmede sergileniyor. Ancak greçtiğimiz Ekim ayında bu bölmeye bir masa, bir bilgisayar ve de bir karton bardak yerleştiriyor. İlk bakışta burası bir ofis odası görünümünde ve de uzaktan bakıldığında masada şık bir kadın oturduğunu görüyoruz. "Yeni galeri asistanı" ünvanı olan bu kadının ipek bir gömleği, topuklu ayakkabıları, sandalyesine asılmış olan bir ceketi ve de fönlü saçları var. Ancak sokaktan geçenler bu cam bölmeye baktıklarında bu kadının ellerini masaya koyduğunu ve de oracıkta uyuyakaldığını görüyorlar. Aynı sıkıcı derslerde başını sıraya yaslayıp uyuya kalan öğrenciler gibi.

Bir müddet sonra sokaktan geçenler bu hanımefendinin uyuyakalmış olduğunu görünce ne yapacaklarını şaşırıyor ve de onu uyandırmak için türlü türlü hareketler yapmaya başlıyor. Hatta kimisi dayanamayıp içeri giriyor ve de bu hanımefendinin yanına kadar gelerek, ona seslenip uyandırmaya çalışıyor. Bir yandan da tabi sanat galerisinin içindeki bir........

© CNN Türk