Geçici mekanların bıraktığı kalıcı izler..
...diye bahsetmişlerdi Urla'dan bana uzun yıllar evvel. O zamanlar hiç anlamamıştım, ama sanırım şimdi daha iyi anlamaya başladım.
Bunda, Urla'nın merkezinde yer alan 115 yıllık bir taş Rum konağında kalmanın, her sabah aynı konağın alt katında kahve içmenin ve konağın karşı sokağındaki Mahfel'de de öğle yemekleri yemenin katkısı tabi ki büyük...
**
Geçtiğimiz ayın başında bir öğlen uçağı ile geldik İzmir'e. Oradan da büyükçe bir aracın içinde, yeşilliklerin arasından geçerek doğru Urla'nın merkezine. Cumhuriyet Meydanı'nın biraz ilerisinde durunca araç, valizleri alıp Sanat Sokağı'nın başından sonuna doğru çevreye dağılmış sanat eserlerine bakarak yürümeye başladık...
**
Hamza Mert, Urla'lıların çok iyi bildiği bir isim.
Kendisi Urla Caz Festivali'nin fikir babası ve de yürütücüsü.
20 yıllık kültür sanat organizasyonu geçmişinin ardından ilk 8-9 yıl önce bir etkinlik yapmak için gelmiş Urla'ya. "Gençlik Karnavalı" adını taşıyan bu etkinlik o günlerde bir anda Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve en çok katılımı olan etkinliği haline gelmiş.
Sonrasında başlamış Urla Caz Festivali'ne. "Sanat – Mekân – Deneyim" vizyonuyla festivali her yıl, doğal ve kültürel değerlerini görünür kılmak adına Urla'nın farklı bir bölgesine konumlandırmaya çalışmış. Festival katılımcılarına caz konserlerinin yanı sıra farklı deneyimler yaşatmak ana hedefi olmuş.
Festivalin 3'ncü yılında GastroCaz etkinliği bu nedenle dahil edilmiş programa. Hamza Mert bu etkinliğin kendisi için olan önemini anlatırken, festival alanında her yıl ünlü şeflerin önderliğinde müzik ile gastronomiyi birleştiren bu önemli projeyi, aynı zamanda Türkiye'nin farklı bölgelerinde de hayata geçirmeyi planladıklarından bahsetti bana. (Caz sahnesiyle aynı duyusal derinliği paylaşan özel tadım menülerinin yer aldığı upuzun şık masalardaki davetliler bu yıl; Ahmet Güzelyağdöken, Yiğit Mirzaoğlu ve Emre Kızılışık gibi usta şeflerin elinden Ege mutfağına özgü tatların, cazın ritmiyle buluşmasını deneyimlemişler.)
Festivalin konser programı ile ilgili yaptığımız sohbette ise Hamza Mert, bundan önceki yıllarda cazın ruhunu özgür bırakarak zaman zaman başka türlere de kucak açtıkları dönemler yaşadıklarını anlattı bana. Ama yine de ana akımı bozmayacak şekilde birkaç farklı tarzda sanatçıyı ekleyerek festivalin çeşitliliğini bir şekilde dengelemişler.
Bu yılki sanatçı seçiminde ise yine geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi caz davulcusu Ayhan Öztoplu'nun koordinasyonu ile özellikle caz müziğine yıllarını vermiş duayen isimleri ön planda tutmuş ve de caz alanında köklü birikimi olan müzisyenlerle çalışmayı tercih etmişler.
Bu seneki festival programı için ise Urla'nın ruhuna uygun şekilde, samimiyeti ve ustalığı bir araya getirecek bir kadro oluşturulmuş. Festivalin kimliğiyle örtüşen, sahnede sadece performans değil, aynı zamanda bir anlatı sunan sanatçılara öncelik verilmiş.
Festivalin sürdürülebilirliği konusunda ise Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın katkısı ve de çevreye duyarlı uygulamaları bu projeyi hayata geçirmeleri konusunda çok yardımcı olmuş. İş Portföy destekçileri olarak yanlarında durmuş. GastroCaz'ı Lexus Bornova ana sponsorluğunda gerçekleştirmişler. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Urla Belediyesi ise festivalin genel anlamda güçlü destekçileri arasında yer almış.
Festivale dair..
Urla Caz Festivali'nin açılış konseri Urla'nın Cumhuriyet Meydanı'nda halk konseri şeklinde yapılmış ilk gecenin ardından da festival, Urla'nın merkezine araba ile 10 dk mesafedeki Pavilion Urla'ya taşınmıştı.
Hamza Mert ile festival sonrası yaptığımız sohbetimizde bu açılış........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein