Toplumda yükselen Arap karşıtlığı ve muhtemel riskler

Sığınmacılar ve hükümetin uzun yıllar izlediği sorunlu dış politikasından dolayı toplumda genel olarak bir Arap karşıtlığı/düşmanlığı yükseliyor. Çok ağır bir ekonomik krizden geçerken yaklaşık dört ila beş milyonu burada ve bir o kadarı da – belki daha fazlası – Suriye içinde olmak üzere toplamda on milyon sığınmacıya bakıyor olmanın maliyetini topluma anlatabilmek kelimenin tam anlamıyla imkânsız.

Fakat hükümetin on üç yıl boyunca belki de sadece laik olduğu için Suriye yönetimini devirmek amacıyla Amerika ve İsrail politikalarına paralel hareket etmesi ve özellikle son yıllarda Şam ile uzlaşma/normalleşme konusunda ayak sürür gibi hareket etmesi sığınmacılar konusunda halkı çok kolay öfkelenir hale getirdi. İşin daha kötü tarafı ise hem hükümete muhalif hem de oy veren kesimlerin - siyasal İslamcı gruplar hariç - büyükçe bir kısmının bu politikalara karşıt ve sığınmacılar konusunda öfkeli görünüyor olması. Suriye ile uzlaşmada hızlı hareket edilerek sığınmacıların gönderileceğinin anlaşılması ve gönderilmeye başlanması – eğer ekonomik kriz de sosyal politikalarla desteklenir ve halkın çektiği sıkıntılar hafifletilebilirse – bu sorunun yönetilmesini bir nebze de olsa kolaylaştırabilir.

Yükselen Arap karşıtlığının tek kaynağı sığınmacılar değil. Yanlış bilinen tarihten, Arapların kendilerine has kıyafetlerle etrafta dolaşmalarının yarattığı hoşnutsuzluğa ve her Arap şahsın bir şekilde laiklik karşıtı, siyasal İslamcı gibi düşünülmesine/farzedilmesine kadar uzanan bir dizi sorunlar var. Hükümetin uzun yıllar Arap coğrafyasına açılımlarını aslında Arap devletler ve hükümetlerin de tasvip etmediği bir şekilde bazen yeni Osmanlıcılık bazen de siyasal İslamcılık gibi içi boş ve gerçeklerle alakası olmayan kavramlar üzerine inşa etmesi popülaritesi azalan hükümetin her şeyine........

© CGTN Türk