Sorumluluk: Kendine Verdiğin Yanıt
René Magritte’in La Décalcomanie tablosunda bir adam sırtı dönük şekilde durur, ancak karşısında perdelerin açıldığı yerde kendi silüetinin içinden gökyüzüne açılan bir boşluk belirir. Bu görüntü, kişinin dışarıdan nasıl göründüğü ile içeride taşıdığı hakikat arasında ince bir gerilimi hatırlatır. Tıpkı sorumluluk gibi: dışarıdan dayatılan bir görev değil, içeriden gelen bir çağrıdır. Kendi sesini, kendi gölgenin içinden duymak gibidir; işte bu yüzden sorumluluk, kendine verdiğin yanıttır.
Müziğe kulak verdiğimizde Eric Satie’nin Gnossienne No. 1 adlı eserini duyarız. Her notası, bir boşlukla, bir iç çekişle konuşur. Ne belirgin bir başlangıç vardır, ne de geleneksel bir son. Her tekrar, küçük bir sarsıntıyla yankılanır; tıpkı insanın kendi iç sesine kulak verdiğinde karşılaştığı o silik ama derin yankı gibi. Satie’nin müziği, bir sorumluluğun ya da kararın yüksek sesle değil, içe doğru alındığını anlatır. Bu sessizlik hali, varoluşçuluğun özüdür. Jean-Paul Sartre’ın dediği gibi, insan kendini seçmekle yükümlüdür. Bu seçimin ağırlığı çoğu zaman dışarıdan değil, içerden gelir. Satie’nin Gnossienne’i, işte tam da bu içsel sorumluluğun........© Bodrum Gündem





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar