Seçimleri geride bırakalı neredeyse iki aya yaklaştık. Değişim, yumuşama, tasarruf laflarıyla havanda su dövmeye devam ediyoruz.
Bakıyorum da, seçimden öncesine göre ne değişim var, ne yumuşama nede dişe dokunur bir tasarrufa rastlıyoruz. Eski hamam eski tas hala. Değişimden ne anlıyoruz acaba? Bütün sorun Kılıçdaroğlu’nun değişmesi miydi yani? Hele siyasetimiz nasıl yumuşadı, bir-iki ziyaretle yumuşar mı siyaset? Kafaların değişmesi, yüreklerin milli çıkarlara paralel yumuşaması lazım önce. Bizim oğlan bina okur, döner döner yine okur. Söylemlere kulak kabartıyoruz, hep aynı laflar, hep aynı siyasi malzemeler dönüp duruyor ortalıkta.
Ülke yönetiminde kararlılık yok. Günlük politikayla uğraşıyoruz hep. Maliye Bakanı tasarruf diyor, devletin kendisi buna uymuyor ki. Hala binalar kiralanıyor, hala araçlar alınıyor, hala devlet ve belediye kadroları yandaşlarla şişiriliyor. Sadece iktidar yapmıyor bunu, belediyelerin çoğunu ele geçiren muhalefet de AKP’ye taş çıkartıyor. Tasarruf yapmak, devlette savurganlığı ve israfı önlemek ciddi bir iştir. Şu anda tasarruf filan yapılmıyor, sanki yapılıyormuş gibi davranılıyor. Gerçekten tasarruf yapılacaksa eğer, işe Cumhurbaşkanlığı sarayından ve TBMM’den başlamak, sonra da tasarruf dalgasını tüm devlet dairelerinden ve........