Türk bayrağı çekilen locadaki 3 Türk gazetecinin kapanış şovu gözlemleri

Önceki akşam Paris'te Olimpiyat oyunlarının kapanış törenini izleme şansı olan insanlardan üçüydük.

3 Türk gazeteci...

Biri Youtube'un en başarılı gazetecilerinden Özlem Gürses

Bir haftadır yayınlarını Paris'ten yapıyor.

Öteki Habertürk yazarı Oray Eğin

Şu an karar aşamasında.

New York'ta yaşamaya devam mı yoksa Paris'e mi yerleşmek kararını vermek üzere.

Töreni bu 3 gazeteci birlikte izledik. Aramızda konuştuk. Bu yazı işte öyle toplu bir izlemenin sonucu olarak ortaya çıktı.

Davetli olarak gitmiştik ve töreni çok güzel bir locadan izledik.

Locaların fiyatı konusunda bilgi almak istedim ama tam rakamı öğrenemedim.

Aramızdan biri 15 bin Euro dedi. Ama hesabı o kadar basit değilmiş.

Locaları genellikle Olimpiyatlar'ın ana sponsorları ve daha küçük sponsorları kapatıyor.

Localar öyle tek bir ünite olarak satılmıyor.

Biletler, oteller ve başka etkinlikler için bir paket olarak satılıyormuş.

Tabii bunun çok yüksek bir ücret olduğunu söyleyebilirim.

Geçen ay Almanya'da yapılan Euro 2024 Futbol şampiyonası ile bir karşılaştırma yapmak gerekirse Olimpiyatlar'ın paket fiyatları daha yüksekmiş.

Ancak her locaya 10-12 kişi rahatça girebiliyor.

Locaya alınacak davetli sayısı sınırlıdır sanıyorum ama kaç kişi olduğunu öğrenemedim.

Bizim locanın bir özelliği vardı.

Bütün stade'de France alanında önüne Türk bayrağı bağlanan tek yerdi.

O nedenle bizim kafilenin sporcu ve yöneticileri de bizi gördüler ve selamladılar.

Şansımıza bizim açımızdan iki önemli olay tam bizim en iyi görebileceğimiz yerdeydi.

Türk kafilesi bütün tören boyunca bizim locanın önündeydi.

Dolayısıyla yakından izleme imkanımız oldu.

Ayrıca Tom Cruise stadın tepesinden inme gösterisini de tam karşımızda yaptı.

Olimpiyat bir 'Corporate, kültür sektörü…'

Yani, ben gazeteciyim, karşılaşmaları tek başıma cebimden bilet alıp gideyim derseniz yapabilirsiniz ama çok zor.

O nedenle benim de gidebildiğim gibi ancak sponsor kuruluşların daveti ile gidebiliyorsunuz.

Ben de öyle yaptım.

Bunu, son zamanlarda kendini 'Milli Ombudsman' ilen edenlere de duyurmak isterim.

Stada da sizi davet eden kuruluşun otobüsleriyle giderseniz işiniz çok daha kolay.

Orada da sorun şu.

Otobüsleri çok yakına sokmuyorlar.

Dolayısıyla epey bir yol yürümek zorundasınız.

Şöyle söyleyeyim.

Paris'te kaldığım 4 gün boyunca günde 14 bin ile 24 bin arasında adım attım.

Yine de şikayetçi değilim.

Çünkü o ünlü söz gibi, 'Bazen yolculuk, gidilecek yerden daha eğlencelidir.'

Mesela o yürüyüş saeside Stade de France'ın hemen yanı başında devasa bir 'Scientology' tapınağının bulunduğu öğrendim.

Gecenin mega starı Tom Cruise'du ve tabii ki hepimiz birbirimize sorduk:

'Gecenin kapanışta o stadın tepesinden inme sahnesini yapmadan önce acaba buraya uğramış mıdır?'

Muhtemelen evet…

Kapanış törenine büyük umutlarla gittim.

Açılıştaki o harika dünya şovundan sonra kapanışta aynı yaratıcılıkta bir şov bekliyordum.

Hemen söyleyeyim.

Düş........

© Bizim TV