20 Temmuz cumartesi günü, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtının 50. Yıl dönümü. Genel Başkanımız Özgür Özel anma törenlerine katılmak için o kararı alan Başbakan Bülent Ecevit’in CHP hükümetinden yaşayan iki bakandan biri olarak beni de (diğeri Önder Sav) Kıbrıs’a götürmek istedi. Onur duyacağımı ancak yaşım gereği törenlerde ayak bağı olurum düşüncesi ile teşekkür ettim.
Bu bağlamda, 50 yıldır hala AB başta Batı dünyası ile dış ilişkilerimizde engel olmaya devam eden Kıbrıs Sorunu ile ilgili yaşadığım olayları ve yorumlarımı paylaşmak istedim:
15 Temmuz 1974 günü, bayındırlık bakanlığımla ilgili denetim için Elazığ’ın Yedisu Vadisinde yol çalışmalarındayım. Akşamüstü Kiğı’dan Elazığ’a gelirken Ankara’dan Başbakan Ecevit’in aradığını söylediler. Hemen telefona koştum; Başbakanım, “Kıbrıs'ta ciddi bir sorun var, hemen Ankara’ya dönün lütfen” dedi.
Kıbrıs’ta Nikos Sampson adlı bir EOKA’cı (Kıbrıs'ın Yunanistan’a bağlanmasını isteyen silahlı örgüt) militan, Devlet Başkanı Başpiskopos Makarios’u darbeyle devirip yönetime el koymuştu. Büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılar içindeki Yunanistan’daki faşist cunta da Yunan halkı indinde prestij kazanmak ve Moskova ile yakın ilişkiler içindeki Makarios’tan kurtulmak için bu darbeyi destekliyordu.
Otomobille apar topar hareket ettim ve sabah erken saatlerde Ankara’ya ulaştım. Hemen Başbakanlığa gittim. Bakanlar sürekli toplantı halindeydi. Dışişleri Bakanı Turan Güneş bir gezi için yurt dışındaydı. Başbakanın yanına gittiğimde, içeride Savunma Bakanı Hasan Esat Işık ile büyükelçi Haluk Bayülken vardı. Garantör devletler İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin durumunu tartışıyorlardı.
Yunanistan’ın, el altından Sampson’u desteklediği bilindiğinden muhatap olarak kabul edilmezdi. Darbe her ne kadar Makarios’a karşı gibi görünüyorsa da Türk soydaşlarımızın........© Bizim TV