“Çözümcü Geldi Haaanıııım....”

Biliyorum.

İşin dalgaya, şakaya, espriye, mizaha, parodiye gelir yanı yok.

Bir ülke halkının var olma ya da yok olma mücadelesinden söz ediyoruz. Binlerce yıl ötesinden için için, bazen açıktan oluk oluk kanayarak gelen ve devam etmekte olan bir sorunla karşı karşıyayız.

Adını ne koyarsanız, başına ne isim eklerseniz ekleyin, ortada dilimizden haklı olarak düşürmediğimiz bir (aslında birkaç alternatifli) isim tamlaması var.

“Kürt sorunu, güneydoğu sorunu, terör sorunu” vesaire. Ama ben belki de yazının en sonunda kuracağım cümleyi, peşinen kurarak söze başlamak istiyorum:

“Böyle çözemezsiniz, hanımlar – beyler”

Geçmişte de çözemezdiniz, çözemediniz, bugün de çözemeyeceksiniz. Hani şu eski mahallelerimizde çok çeşitli satıcıların bağırışları arasında, özellikle ev kadınlarının duymayı hasretle bekledikleri bir özel satıcı vardı ya. “Çarşafçı” diye bir karakterdi. Kadın bir satıcıydı. Başta çarşaf, nevresim, yatak örtüsü, dantel, mefruşat malzemesi, kimi zaman ufak tefek uyduruk giysi, çamaşır vs. satardı. Genellikle genç kızlar arasında, çeyiz malzemesi çok revaç gören mallar arasındaydı.

Onun o ünlü bağrışı duyulduğunda herkes cama çıkardı yine: “Çarşafcı geldiii haanıııım.”

Yaklaşık bir hafta öncesinden başlayarak ortalıkta yeniden estirilen havaya bakılırsa şu malum “Çözümcü geldi haaanıııım” nidası yeniden mahallemizde duyulmaya başlandı. Bir zamanların “Çarşafcısı” kadar eskidiğine inandığım bir fenomendir bu. Daha neredeyse “üç vakit öncesine kadar”, şu klasik “Bebek katili teröristbaşı” ya da “Kandil’dekilerin inine girmemize ramak kaldı” ve hatta “Bu katil sürüsünün meclisteki uzantıları DEM’lilerle kol kola dolaşanlara oy vermeyiiiin” nidaları bu ülkenin semalarında cayır cayır yankılanmaktaydı.

Her ne olduysa, bir........

© Birgün