Sorun sende değil, iktidarda
Eylül bütçe verileri, önümüzdeki yılın bütçesi bugün Meclis’e sunulurken ülkenin kaynak tercihini çıplak gösterdi. Büyüyen faiz faturası ve OVP'ye yansıyan deprem harcamalarından tasarruf etme refleksi, iktidarın önceliğini açık ediyor: Sorun sende değil, politik tercihleri farklı olan iktidarda.
Enflasyon düşmüyor; eylülde yeniden hızlanan TÜFE, yılsonunu resmi beklentilerin çok üzerinde kapatmaya aday. Tabi enflasyonu düşüremeyince iktidar yandaşlarının tekrarlanan cümle tanıdık: “Para politikası tek başına yetmez, maliye politikasıyla desteklenmeli.” İlk bakışta doğru gibi görünen bu ifade, uygulanan programın hatalarını perdeleyen ve topluma daha ağır bir bedel yükleyen bir yaklaşımı da içeriyor. Zira “maliye politikası” denince ilk akla gelen hâlâ eğitimden, sağlıktan, sosyal korumadan kısmak. Sorun da zaten tam olarak burada.
Eylül bütçe verileri tabloyu çıplak biçimde gösteriyor: Ocak–Eylül’de gider 10,22 trilyon TL, gelir 9,00 trilyon TL; açık 1,217 trilyon TL. Faiz gideri 1,662 trilyon TL; Eylül’de faizin payı yüzde 17,8, yılın ortalaması yüzde 16,3.
Bu veriler, “maliye politikası ile destek” çağrısının nereye yöneldiğini sormayı zorunlu kılıyor: Tasarruf, çocukların dersliklerine, hastanelerin kapasitesine ve temel kamu hizmetlerine mi dayatılacak; yoksa bütçeyi gerçekten zorlayan faiz faturasına ve onu büyüten tercihlere mi bakılacak?
Geçen ay açıklanan OVP’de geçen bir cümle, iktidarın öncelik sıralamasını ele verir nitelikte: Kamu maliyesi bölümünde “2024 yılında deprem harcamalarının öngörülenin altında olması…” ifadesi, teknik bir not gibi görünse de güçlü bir mesaj veriyor. Depremin yaralarını sarmak için ayrılan kaynağın fiilen daha düşük kalması, vatandaşa şunu söylüyor: Barınma, altyapı ve yaşam güvenliği, finansal dengelerin gerisinde. En yüksek........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein