Bilinçsizlik diz boyu!

1 Ekim’de ön yüzünde “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazılı Meclis açıldı. Açılışa, biri “ayağa kalkma”, diğeri de “tokalaşma” olmak üzere iki davranış damgasını vurdu. Hakimiyetin ya da egemenliğin milletin olduğu unutuldu; tam bir bilinçsizlik sergilendi.

Davranışlara değinmeden belirtilmeli; çok büyük bir bilinçsizlik kanıtı vardı: Meclis, “kesinleşmiş yargı kararlarıyla” suçsuzluğu kanıtlanmış olan üyesi Can Atalay’ın açılışta bulunmasını, üstelik önceki dönemin kapanışında bu nedenle kan dökülmüş olmasına karşın, bu yıl da sağlayamadı; böylelikle, gerçekte, kendi kendini yok saydı.

Kurtuluş Savaşı sürecinde egemenliğin gökten yere indirilmesi ve Cumhuriyet ile kurulan buna dayalı hukuk devleti, ilk meyvesini, çok partinin katıldığı tek dereceli ilk seçim ile 14 Mayıs 1950’de verdi. Cumhuriyet’in kurucu iktidar partisi CHP’nin, seçimlerde, muhalefetin “kamu olanaklarından eşit yararlanması” ve barış içinde bir iktidar değişimini sağlaması sonucu Demokrat Parti -DP iktidara geldi ve Genel Başkanı Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanı Bayar ant içmek üzere genel kurul salonuna girdiği zaman ne oldu biliyor musunuz? Kendi partisi DP milletvekilleri de ayağa kalkmadı. Gerekçelerinin şu bilinç düzeyine bakın: “Milli iradenin temsilcileri hiç kimsenin önünde ayağa kalkmaz!”(Demirkırat, Birand, Dündar, Çaplı, 2016,76)

Belirtmek gerekiyor. Kurtuluş Savaşını yöneten ve Cumhuriyet’i kuran TBMM, bugünkülerle karşılaştırılamayacak kadar “kişilikliydi”. Alman faşist Nazi rejiminden kaçıp ülkemize gelen ünlü hukukçu Ernst Hirsch anılarında Atatürk dönemi TMMB si için “Hitler’in Almanya’sının Reichstag gibi politik nüfuzu sıfır olan bir evet........

© Birgün