Yaşamak hatırlamaktır

Anı kitaplarından ve anılardan kaynaklanan filmlerden söz etmek istiyorum bugün. Aralarında savaşı yaşamış komutanların, politikacıların, diplomatların otobiyografileri de var; savaşın acılarını yaşamış sıradan insanların yaşadıklarını yansıtanlar da… Asker ve devlet adamlarının anı kitapları ile başlayalım. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Nutuk”u, Winston Churchill’in, Lev Troçki’nin anı kitapları, Feliks Çuyev’in “Molotov Anlatıyor”, Roosvelt’in oğlu Elliot Roosvelt’in “İfşa Ediyorum” kitapları, Nadejda Krupsakaya’nın “Lenin’den Anılar”ı ilk akla gelenler.

Tabi, edebi açıdan en değerli olanları savaşa katılmış yazarların yapıtları. Tolstoy’un “Sivastopol”ü ve “Savaş ve Barış” adlı başyapıtı yazarın genç bir topçu subayı olarak katıldığı Kırım Savaşı’ndaki anılarından, André Malraux’nun - daha sonra filmini de yaptığı - “Umut” romanı, George Orwell’in “Katolonya’ya Selam”ı, Nikos Kazancakis’in “İspanya, Yaşam Ölüm”ü yazarların İspanya İç Savaşı’na ilişkin anılarından, Ernest Hemingway’in “Silahlara Veda” romanı yazarın 1. Dünya Savaşı yıllarındaki anılarından kaynaklanır ve sinema uyarlamaları ile barışçı mesajı dünyanın dört bir yanındaki izleyicilere ulaşmıştır. Tıpkı, Erich Maria Remarque’un “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” adlı romanı gibi… Hemingway’in “Paris Bir Şenliktir”i, Paris’in 1. Dünya Savaşı sonrası coşkun ruh halini yansıtan bir anılar demetidir. 2. Dünya Savaşına pilot olarak katılan Antoine de Saint-Exupéry de “Küçük Prens”de savaş sonrası Amerika’sının modernleşme sürecini eleştirir.

Lillian Hellman’ın (Fred Zinnemann tarafından “Julia” adıyla filmi yapılan) “Pentimento” romanı yazarın 2. Dünya Savaşı öncesi Nazilere karşı mücadele eden bir kadına ilişkin anılarına dayanır. 2. Dünya Savaşı sırasında ‘Holokost’tan şans eseri kurtulan Roman Polanski’nin “Piyanist” adlı filmi de yönetmenin anılarından izler taşır. Sinemadan sayısız örnek vermek mümkün; Kübalı yönetmen Tomas Gutierrez Alea’nın “Azgelişmişlik Anıları”, Arjantinli Solanas’ın tüm filmleri, Ülkeleri dışında yaşamak zorunda kalan Filistinli yönetmenlerin yapıtları ilk akla gelenler... En yeni örneklerden biri, Lina Soualem’in “Hoşça Kal Taberiye”si. Filistin’de topraklarından kovalanan Filistinlilerin trajedisini anlatan bu önemli belgeseli vizyonda olmasa da festivallerde izleyebilirsiniz.

Anı kitaplarının yalnızca küçük bir bölümünün odağında savaşlar vardır. Sanatçıların ve politikacıların yaşam öyküleri okurların en çok ilgisini çeken kitaplar arasında. Bazıları otobiyografi, bazıları ise anılarını anlatan bir ünlü ile yapılmış nehir söyleşi türündedir bu kitapların. İsmet İnönü’nün “Hatıralar”, Celal Bayar’ın “Ben de Yazdım”, Samet Ağaoğlu’nun “Hayat Bir Macera” kitapları, Mehmet Çetingüleç’in nehir söyleşisi “Ecevit’in Anılar”ı, Erdal İnönü’nün “Anılar ve Düşünceler”i politikacılarımızın anılarını içeren kitaplar arasında öne çıkanlar. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Zoraki Diplomat - Politikada 45 Yıl”, Halide Edip Adıvar’ın “Türk’ün Ateşle İmtihanı”, Sabiha Sertel’in “Roman Gibi”, Hasan İzzettin Dinamo’nun “2. Dünya Savaşında Edebiyat Anıları”, Vedat Nedim Tör’ün “Yıllar Böyle Geçti”, Erhan Bener’in “Bürokratlar”, Emre Kongar’ın “Ben Müsteşarken” adlı anı kitaplarını anmadan........

© Birgün