Halkı gerçeğe teşvik suçu

Bir programda ‘Ermeni Soykırımı’ ifadesi geçtiği için Açık Radyo halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiş... Fıkra bu kadar.

Ermeni Soykırımı söz konusu olduğunda, çoğu kişinin ya bilmediği ya da kötü niyetinden dolayı bilmezden geldiği çok basit bir tarihsel olgu var: Genocide (soykırım) sözcüğünün terminolojiye girmesini sağlayan hukukçu Raphael Lemkin’in hangi tür olayların soykırım olarak adlandırılması gerektiği üzerine çalışırken çıkış noktalarından biri, 1915’te Anadolu’da yaşanan olaylardı.

Totally Unofficial - The Autobiography of Raphael Lemkin (Yale University Press, 2013) adlı kitapta Lemkin, bir halkın ırksal ya da dinsel kimliği yüzünden zulüm görmesinin uluslararası hukuk alanında tartışılması gerektiği düşüncesinin nasıl doğduğunu anlatırken özellikle iki olaydan söz eder.

İlki, 1921 yılında Berlin’de Talat Paşa’yı öldüren Soğomon Tehliryan’ın yargılandığı davadır. Tehliyan’ın avukatlarının -bunlardan biri, ünlü Alman/Osmanlı paşası Limon von Sanders’tir- 24 Nisan 1915’te başlayan korkunç kıyımla ilgili iddia ve kanıtlarını gördükten sonra Lemkin, bu yapılanların uluslararası düzeyde hukuksal bir karşılığının olmayışı üzerine düşünmeye başlar. Hatta Lwow Üniversitesi’nde hukuk doktorası yaparken hocalarının dikkatini de bu konuya çekmeye çalışır.

İkincisi, 1926’da Paris’te Ukrayna Savaş Bakanı Symon Petliura’yı öldüren Shalom Schwarzbard’ın 1927’de yargılandığı davadır. 1918’de Ukrayna’da Yahudilerin uğradığı kıyımla ilgili ortaya dökülen kanıtlar, Lemkin’in kendini artık tamamen bu konuya vermesine neden olur.

Bu iki olayla birlikte........

© Birgün