Roman Aleviler
Alevilikle ilgili literatürün en dikkat çekici özelliklerinden birisi, kimliği tanımlayan bölümü gelişmiş olmasına karşın, toplulukları konu edinen araştırmaların görece zayıf kalmasıdır. Nitekim akademik niteliği tartışılır olsa da, ‘Alevilik nedir?’ gibi bir soruyu konu edinen geniş literatüre ulaşmak mümkün olduğu halde, herhangi bir Alevi topluluğa odaklanan araştırmaların sayısı hâlâ yetersizdir. Bu durum, bir Alevi topluluk olarak Roman Aleviler sözkonusu olduğunda, çok daha fazla geçerlidir. Zira bugün dahi ‘Romanların Alevi olmayacağı’ yönünde yaygın bir kanı vardır.
Herhangi bir inançsal kimlikten azade olarak Romanlar, özellikle 19-20’nci yüzyıllarda modern devletlerin inşası ile birlikte neredeyse bütünüyle görünmez kılınmış, dışarıda kalmış ya da bırakılmışlardır. O kadar ki pek çok devletin yasalarında türlü dışlayıcı ifadelere konu edilmiş ve bu nedenle bulundukları ülkelerde, ‘anavatan’ duygusunu güvenle yaşayamamışlardır. Elbette bu durum Türkiye’deki Romanlar için de büyük ölçüde geçerlidir. 1934’de çıkarılan İskan Kanunu’nda yer alan ifadeyle ‘Çingeneler’, ‘casuslar’ ve ‘cüzzamlılar’ gibi gruplarla birlikte zikredilmişlerdir. Bunun gibi daha pek çok politika-uygulamadan dolayı ayrımcılığa maruz kalmış, her zaman kentlerin ve hatta köylerin ancak çeperlerinde kendilerine yaşam alanları bulabilmişlerdir.
Mekânsal........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein