Bağırsak gazları |
Yürürken düşünenler, düşüncesini açık havada yürütenler vardır. Nietzsche de o kişilerden biridir, sıkı bir düşünür-yürüyüşçüdür. “En iyi düşünceler aklıma yürürken gelir.” Bir şeyin değerini anlamak için başvurduğu kriter, o şeyin yürüyebilmesidir: “Bir kitabın, bir insanın veya bir müzik kompozisyonunun değerini anlamaya yönelik ilk sorumuz şudur: Yürüyebiliyor mu?” Yürümek ile düşünmek arasındaki bağlantıyı gösteren Türkçede güzel bir deyim var: Akıl yürütmek. Nietzsche’ye göre önyargılar oturmakla ilişkilidir. Beden yürümezse akıl da yürümez: “Mümkün mertebe az oturmalı; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Önyargıların hepsi bağırsaklardan gelir.” Günümüzde bağırsaklar hiç olmadığı kadar, ikinci beyin olarak itibar görmektedir. Türkçede ‘işkembeden atmak’ diye de güzel bir deyime sahibiz; incelemeye, araştırmaya, bilgiye dayanmayan şeyler söylemek. Nietzsche, ikinci beynin işlevini çok erken bir tarihte tanımlamıştır: Önyargılar üretmek. Önyargılar, kötü sindirilmiş besinlerden kaynaklanan bağırsak gazlarıdır. Havada kötü bir koku duyuyorsanız, mutlaka birisi önyargılarıyla havayı kirletmiştir. Önyargılardan kaçmanın tek yolu, bir an önce açık havaya çıkmaktır.
Açık havaya çıktığınızda kötü kokuyu hâlâ duymaya devam ediyorsanız haritanın içindesiniz demektir. Şehirler, iktidarlar tarafından haritalandırılır........