Yeni bir çağın eşiğinde

Son otuz yılı kimliksel eşitsizlikler hapishanesi içinde tamamladık. Bunun bizim "iç" işimiz olduğunu sanıyorduk -bu sanıyı destekleyen- ülkede olağanüstü bir rejim, ayaklanmış ve gittikçe genişleyen desteğe sahip bir örgüt, valilerin KHK'lerle yönetimi, dağda ve şehirde operasyonlar, işkenceler, akşam kapıdan gözaltında kayıplar ve aleni yargısız infazlar ve -rutinleşen- şehit haberleri vardı. Kürt sorunu en yakıcı sorundu ve "halklar eşit" olmalıydı (Bu dönemi biz, "Türkiye'ye özgü" sanıyorduk).

Oysa dünyada da rüzgarlar kuvvetle bu yönde esiyordu. Ortadoğu bu işin anavatanıydı. Saddam rejimi altında Şiiler, Kürtler ve diğerleri, İran'da Sünniler, Kürtler, Mollalarca eziliyordu. Bu halkların "eşit" olmaları hakkıydı.

∗∗∗

Birincisinin başına gelen belli: Önce ülkesi işgal edildi, ordusu erken havlu attı (ya da onu sattı), uzun bir aradan sonra bir idam sehpasının altında görüldü (O, "son an"da bile "Şiileri öldürün" dedi). İkincisi zaten uzun zamandır hedef: Trump ya da başkası kazanırsa, İsrail'in güvenliği........

© Birgün