Casusluk
8 aydır süren -ve hâlâ bir iddianameye dönüşmeyen- "İBB soruşturması", geçtiğimiz Pazar günü (26 Ekim) bambaşka bir safhaya ulaştı. İmamoğlu ve bazı arkadaşları ve TELE 1 televizyonunda yaptığı yorumlarla -epeydir şimşekleri üstüne çeken, periyodik olarak hapse atılan- gazeteci Merdan Yanardağ "casusluk" suçundan tutuklandılar. Ve aradan 24 saat geçmeden Cem Küçük gibi isimler, "İBB'ye kayyum"dan bahsediyorlar.
Bu ülkede -ve tüm ülkelerde- en ağır suç türlerinden biri herhalde casusluktur. "Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ" manşeti, bir Ankara gazetesinde yayınlanmıştı. Sebep Nazım'ın, Amerika'nın Türkiye'ye 120 milyon lira hibesini eleştirmesiydi. Türkiye'de casusluk damgası kolaylıkla, -Sabahattin Ali'den Nazım'a- "solcu muhalifler"e vurulmuştur. Kısa süre evvel ise bu damga, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, FETO zanlılarına yapıştırılmıştır.
Peki nasıl oluyor da, İstanbul Belediyesini 2019'da kazanmış, 2023'de bir kere daha kazanmış, göreve geldiği andan itibaren İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından 100'lerce kez denetlenmiş ve aklanmış bir isim ve çalışma arkadaşları, bir anda "casus" oluyor?
Kısaca, geçen Temmuz ayında tutuklanan bir "FETÖ zanlısı", hafta sonu birdenbire "etkin pişman" olmaya karar veriyor ve kendisinden elde edildiği iddia olunan telefon ve diğer elektronik aletlerden elde edilen yazışmalar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel