Mavi siyah karanlıkta parlayan

Dostlukların övgüye ihtiyacı var mı bilmiyorum; belki de özen göstermek, saklamak, korumak, kendine ayırmak gibi bencillikler hoş görülebilir ya da paylaşırken yanlış anlamış olma kaygısıyla hareket ediyoruzdur. Bütün bunlar için insanın cesur olası gerekir. Cesaret bana o artık yinelenemeyecek cumartesi buluşmalarında bulaştı. Daha pazar gününden gelecek cumartesiyi iple çekerdim. Kimi zaman uzun sessizliklerle, kimi zaman bir ırmak gibi akıp giden sorular ve yanıtlarla geçen gecenin sonunda evlere dağılma vakti geldiğinde, kendi evime ulaştığımda o günün muhasebesini yapar, sorularımın ilkelliğinden utanır, yalınlığıyla beni kendime getiren yanıtları yinelerdim.

***

Anlatırdı, dediğim gibi en karmaşık sorulara yalın ama boşluk bırakmayan yanıtları vardı; yanıtların iç mantığının daha pek çok başka soruyu da yanıtladığını daha sonra fark ederdim. Sorardım, kendimce zamanımızın çözülmemiş sorunlarını dile getirdiğimi düşünerek, anlat bana derdim, nereye koyacağız biz Lenin’i? Tehlikelidir ama kestirme çözüm arıyorsun öyle mi? Öyle. Dinle öyleyse. Lenin Marx’ı her konuda içerip aşan bir Marx yorumcusu değildir. Yazdım aslında, gözünden kaçmıştır ya da üzerinde düşünememiş olabilir misin? Kırmazdı, utandırmaya çalışmazdı; şöyle bir benzetme yapalım, Marksizm tıp bilimi olsun, Lenin de bir aşı. Hastalıkları ölümleri önlemek için çözümler bulamayan bir tıp bilimi işlevsizdir. Anladım derdim, şu ya da bu hastalıklara karşı geliştirilen aşı tıp bilimin yerine geçemez. Tamam benzetmeler topaldır ama aşıyı küçümsemek de bilimin yerine koymak da olmaz; öyle mi, öyle, kimi zaman metaforlar işe yarar.

Susardım, bir zamanlar Marx okumadan okuduğumuz ve pek işlevli saydığımız kendi iç tartışmalarımızda pek “işimize yarayan” İki Taktik, Çocukluk Hastalığı eserleri gelirdi aklıma. O kitapların sol içi polemiklerde kullanıldığını anımsar, asıl hedefin devrim olduğunu hiç unutmayan Lenin’in nasıl cesur ve inatçı bir Marx okuyucusu olduğunu, Hegel’e kadar uzanan bir okuma tutkusuyla çalıştığını tam olarak anlar mıydım emin değilim.

***

Farklı ülkelerin kapitalizmi birbirine benzemez türünden yaklaşımların saçmalık olduğunu da ondan öğrendim. Kapitalizm herhangi bir yerellikle damgalanmadan genel olarak kuramlaşmıştır derdi o. Kapitalizm kapitalizmdir, diye sloganlaştırırdım ben de hemen. Aldırmazdı, pencereye döner dışarıya bakardı. Ama devrim kuramı bu türden bir........

© Birgün