Japonya’da “Takanomics” dönemi
Japonya’nın tarihinde ilk kez bir kadın başbakan koltuğuna oturdu. Takaichi, “Demir Lady” Margaret Thatcher’a hayranlığını gizlemeyen, Japon siyasetinin muhafazakâr kanadında yer alan Liberal Demokrat Parti’de (LDP) 64 yaşında bir siyasetçi. Merhum eski başbakan Abe’nin sadık bir takipçisi.
Takaichi’nin kabinesinde rekor sayıda kadına yer vereceğini açıklaması Japonya için azımsanamayacak bir adım. Japonya gibi derin patriyarkal köklere sahip bir toplumda bu tarihsel adımın ne kadar dönüştürücü olacağı ise bir soru işareti. Zaten Takaichi, geleneksel aile yapısını korumaktan yana; eşlerin farklı soyadı kullanmasına karşı ve eşcinsel evliliklere mesafeli. Yani Japonya ilk kadın başbakanını seçti ama bu kadın başbakan feminist bir lider değil.
Keza bugün dünyada yarattığı ekonomik olumsuzluklar üzerinden çokça eleştirilen Thatcher’ın Britanya’daki neoliberal dönüşümünü model alan bu ideolojik miras, kadın temsilini güçlendirmekten çok erkek egemen düzenin değerlerini kadın eliyle yeniden üretme riskini taşıyor.
Japonya son iki yıldır, neredeyse otuz yıllık deflasyon sarmalından çıkarken bu kez farklı bir tuzağın içinde bocalıyor. Fiyat artışlarının üretimden değil, maliyetlerden beslendiği bir “enflasyon” dönemi kırılganlığı hâkim.
1990’ların varlık balonu krizinden sonra Japon ekonomisi, düşük büyüme ve düşük fiyat artışına kilitlenmişti. Bu dönemde ücretler artmıyor, talep durgun kalıyor, fiyatlar da yerinde........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein