menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Felâket, nüfusun azlığı değil çocuk işçinin çokluğudur

36 1
23.11.2025

Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çalıştırılan 17 yaşındaki bir çocuk işçinin yazdıklarını duymayan, bilmeyen kalmasın isterim. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle bianet.org’un hazırladığı “Anadilinde Çocuk Sesleri’ dosyasında yer alıyor. Çalıştığı iş yerinde ve okulunda hedef gösterilmemesi için ondan A.T. diye söz edeceğiz. Gecenin karanlığı üzerindeyken yollara düşüyor. Kafasının içinde tedirgin sorular… “Acaba bugün maaş verirler mi? Ya yine azar işitirsem? Ya bir hata yaparsam?” Her şeye “tamam” demenin oralarda hayatta kalmanın tek yolu olduğunu söylüyor. Siber güvenlik ve yazılım bölümü öğrencisi. Çoğu zaman kablo taşıyor, bilgisayar kuruyor, bazen de inşaatta çalışıyor. “Elektrik 220 volt. Bir anlık dalgınlıkla hayat bir anda değişebilir. Bazen ellerim titriyor, bazen gözlerim yanıyor uykusuzluktan ama yine de çalışıyorum. Güvenlik yok, sigorta yok, yemek yok!” Haftada bir gün okula gidiyor A.T. Kafası yol parasıyla, alıp alamayacağı belirsiz maaşla dolu. Kendisi gibi çalışmaktan yorgun düşmüş çocuklar uyukluyor. “Birileri hep konuşuyor: Gençler nankör. Gençler tembel. Gençler şükretmeyi bilmiyor. Ama kimse bizi gerçekten dinlemiyor. Bir günümüz 200 TL. Bir hayat, 6631 TL. Bir çocuk olarak sahip olmam gereken haklar, şimdi bana ‘lüks’ gibi geliyor. Siz bu yazıyı okurken ben yine mesaide bir günümü 200 TL’ye satmış olacağım.”

Çocuklar bitkin, umutsuz. Okusak ne olacak diye soruyor. İktidarın, liyakat yerine kurduğu ‘emmi,........

© Birgün