menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2024-25 Sultanlar Ligi İlk Yarı Değerlendirmesi

28 0
24.12.2024

Sultanlar Ligi’nin ilk yarısı önceki birkaç sezonla karşılaştırıldığında çok daha çekişmeli geçerken ligin ikinci yarısı ve play-offlardaki rekabet açısından voleybolseverleri umutlandırdı.

Sultanlar Ligi’nin ilk yarısı sonunda, ilk 4 sıraya bakıp son 4 normal sezon sonu sıralaması ile aynı takımların yer aldığından hareketle alışıldık bir sezon geçirdiğimiz söylenebilir, fakat aslında ligin ilk 7 sırasında yer alan takımların aralarında oynadığı maçlarda geçtiğimiz sezonlardan çok daha çarpıcı sonuçlarla karşı karşıya kaldığımızı söylemek mümkün. Ligin 3 şampiyonluk adayı 2’şer mağlubiyet alırken, bu toplam 6 mağlubiyetin 2’sini tattıran Galatasaray ilk 4’ün dışında kaldı. Türk Hava Yolları’nın 4.lüğü ise, sezon başı yaşananlar göz önüne alındığında tam bir “talihin dönüşü” hikayesiydi. Zerenspor sezona çok kötü başlayıp ivmeyi yukarı döndürürken Bahçelievler de tam tersi bir grafik sergiledi. Ligin dibinde de, neyse ki, galibiyetsiz bir takım olmadan devreyi kapattık. Bütün bunlar göz önüne alındığında, ligimizin, İtalya Ligi ile karşılaştırıldığında, küme düşme hattı açısından olmasa da (Serie A’da 2’den az galibiyet almış takım yokken, Sultanlar Ligi’nde son 2 sıradaki takımın 1 galibiyeti var), ligin zirvesinde daha rekabetçi bir havada olduğunu itiraf etmek lazım.

Fenerbahçe lige son 2 sezonun şampiyonu ve önceki sezonlardan farklı olarak Melissa Vargas’ı ilk haftadan itibaren kadrosunda bulundurarak girdi. Fakat bu sefer de Arina Fedorovtseva’nın Çin ziyareti ile karşı karşıyaydı. Yine de Fenerbahçe’nin voleybol dünyasında pek fazla takıma nasip olmayan bir statüde olduğunu söylemek lazım. Eda, Gizem, Vargas, Ana Cristina ve Arina uzun süredir bu takımda oynuyorlar. Hatta artık sembol bir isim olan Eda’yı bu ekipten çıkardığımızda dahi geride kalan 4’lü, ortalama 4,5 yıldır Fenerbahçe’de forma giyiyorlar ve bu çok önemli bir kadro istikrarı anlamına geliyor. Stefano Lavarini’nin görevden ayrılmasının ardından Marco Fenoglio’yu göreve getiren Fenerbahçe’de ligin ilk yarısındaki performans genel olarak antrenör ve orta oyuncuların performansı üzerinden görüldü diyebiliriz. Fenerbahçe taraftarları ilk yarıda özellikle Aslı Kalaç’ın performansından zaman zaman şikayetçiydi ve orta oyuncu transferi konusunda kulüp yöneticilerinden bir beklenti içine girdiler. Ben bu eleştirilerin biraz sert olduğunu düşünsem de, yabancı sınırından en az etkilenen zirve takımı olmuşken böyle bir takviyenin hiç fena olmayacağına da eminim. Özellikle ilk 3 Şampiyonlar Ligi maçının ardından, çeyrek finalde kupanın favorilerinden birisiyle karşılaşma ihtimali, Arina’nın ocak sonu-şubat başında takıma dönecek olmasına rağmen taraftarları çok da rahat hissettirmiyor.

Eczacıbaşı ilk yarıyı yine fırtınalı bir şekilde geçirdi. Aslında ligin zirvesindeki takımlardan genel anlamda çok geride bir performans göstermemelerine, Şampiyonlar Ligi’nde puan kaybetmemelerine ve hatta ligin ilk yarısının ikinci kısmında çıkışa geçen Vakıfbank’ı net bir skorla mağlup etmelerine rağmen eleştiriler genel olarak, alışıldığı şekilde Ferhat Akbaş’ın etrafında şekillendi. Ben her ne kadar bu eleştirilerin, oyunla ilgili olanların bir seviyeye kadar haklılık payı olduğunu düşünsem de, taraftar beklentisi ve hayal kırıklığının üsluba yansıdığını ve Akbaş’ın hak ettiğinden daha sert biçimde eleştirildiğini düşünenlerdenim. 3-1 kazanılan Vakıfbank maçını ele alalım. Akbaş ilk setin sonunda hiç fena oynamayan Elif’in yerine Naz’ı oyuna aldığında kafalarda bir soru işareti oluşmuştu, fakat Naz setin sonunda oyun kalitesini duraklatmayı bırakın daha da ileri götürerek setin rahat biçimde kazanılmasını sağladı (bu konuya yazının sonunda değineceğiz). Eczacıbaşı’nda, maçları saha kenarından izlediğinizde (3-0 kaybedilen Fenerbahçe maçında bu fırsatı yakalamıştım) oyuncularla antrenör arasında bir uyum ve iletişim eksikliği hissediliyor, fakat öte yandan aynı oyuncular Akbaş’ın varlığını bilerek kulüple sözleşme uzatıyorlar. Dolayısıyla, akıllara ortaya atılan sorunların abartılıp abartılmadığı geliyor. Mesela, antrenörün geçen sezondan bu yana büyük bir gelişme göstermiş Yaprak Erkek’teki ısrarına da dikkat çekmek gerekiyor. Elbette burada oyuncunun ayağına gelen fırsatı iyi değerlendirmesinin de etkisi var, fakat sonuçta bunun için ona şans verilmesi gerekiyor. İlk yarının sonunda formunu yükselten Dana Rettke ve ikinci yarıda (umuyoruz ki) sahalara dönerek hücum gücünde fiziksel anlamda katkı yapacak vatandaşı Kathryn Plummer’ın varlığı ile Eczacıbaşı’nın ikinci yarı nasıl bir performans göstereceğini merakla bekliyoruz ve ikinci yarı........

© Birgün


Get it on Google Play