Pandeminin izindeki çağ |
“Her şey altı yıl önce Çin’in Vuhan şehrinde, 55 yaşında bir adamın kendini iyi hissetmediğini söylemesiyle başladı” diye başlamak mümkün. Oysa bir şeyin başıysa da ancak sonun başıydı çünkü küresel felaketimizin ilk gürültülü belirtisiydi, demek çok daha doğru.
Çalışmalardaki kanıtlar “Çin’de başladı sonra yayıldı” zannımızdan farklı olarak, başladığı ilan edildiğinde çoktan tüm kıtalarda yayılmış olduğunu gösteriyor.
Yeni bir çalışma, Mart ayında 8,7 milyon Amerikalının koronavirüse yakalandığını, ancak bunların 'inden fazlasına hiçbir zaman teşhis konulmadığını öne sürüyor.
Yayıldığında çaresizdik, yalnızca bir kum saati ile bitişini bekliyorduk. Çareler, pandemi sürerken bulunmaya başladı, bazıları işe yaramadı, bazıları sayesinde ise insan türü yok olmaktan kurtuldu. Şimdi, kayıpları olanlar dahil pek çoğumuz için son sürat geçmiş hatta pek iz bırakmamış gibi olmasına ironi diyemem, zira felaketler karşısındaki şaşkınlık dahil, her şeyi felç eden bir sisteme esirdik.
Oysa “insanın var kalma çabası açısından ender fenomenlere hazır olması, bunun için de nesnel gerçekliği olabildiğince nesnel yollardan kavramaya çalışması hayatidir” (Çetin Balanuye, Salgının Seyir Defteri, Esin ŞENOL, Önsöz)
“Ne var ki, canlı-cansız tüm yerküreyi türlü biçimlerde tükenişe sürükleyen neo-liberal kapitalizm ve onun işbirlikçisi devletler gündelik hayatı bütünüyle küçük bir azınlığın kâr maksimizasyonu tutkusuna kelepçelemiş, bu türden bir hazırlığı çoktan olanaksızlaştırmıştır”
Böylesi bir dehşeti, daha sonrakilere hazırlığı da olanaksız kılacak bir bilinçsizlikle, kavrayamadan yaşadık. İçinde bulunduğumuz tünelin ucundaki ilk ve tek ışık aşılardı. Aşılar ilk kez bu kadar kısa sürede, henüz birinci yıl dolmadan, 11 ay içinde bulunmuştu. Bulunmayabilirdi, etkili olmayabilirdi. Hız yapılmadı ama bekleme süresi gerektirmeyecek kadar çok gönüllü alınabildi ve pandemik zamanın içinde bulunduğu ve uygulandığı için etkileri de çabuk ortaya konuldu.
Pandemik zamanın ortasında uygulanışıyla ilgili en önemli açmaz ise sürekli bulaşan ve yeni türevlerine evrilen COVID-19’un yol açtığı, genç kalp krizleri ve inmelerin, aşıların yan etkisi gibi algılanmasına yol açmasıydı. Ancak sıkı aşı izlem süreçleri, biyoistatistiksel yöntemlerle yapılan iyi analizler, aşıların kalp krizleri ve inmeleri tersine önlediğini defalarca gösterdi.
***
“10 milyon aşılı ve 10 milyon aşısız karşılaştırması; aşıların, 30. gün sonunda, inme, pıhtı ile yakın ilişkili venöz tromboemboliyi , arteryel tromboemboliyi G ve kalp yetmezliğini U azalttığı, 30-180 gün arasında ise bu oranların, sırasıyla; G, ( ve 9 olduğu gösterilmiş”
Şimdi hem kovid hem grip aşıları, kalp krizleri önleme programı için, Kardiyoloji Uzmanlık Dernekleri Rehberlerinde yerini almış durumda.
Hem aşı konusundaki hazır bulunuşluk hem biraz da atılan zarın denk gelmesiyle aşılar sayesinde milyonlarca hayat doğrudan, milyarlarca hayat da dolaylı olarak kurtuldu. En azından insan soyunun yok olmaması sağlandı.
2 Aralık 2020’de İngiltere, Avrupa ve ABD’deki kuruluşların resmi aşı onayı beklemeden kitle aşılamasına başlayan ilk ülke oldu ve aşılamaya önce ileri yaştakilerden başladı.
11 Aralık 2020’de FDA (Food and Drug Administration, ABD) Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı için “acil kullanım onayı” ya da “şartlı ruhsat” mekanizmalarıyla onay verdi. Biontech tarafından bulunan Pfizer tarafından........