menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pandora’nın kutusunun başında: Çarkın dişlilerini değil, makinenin ruhunu sorgulamak

13 3
06.11.2025

Futbolun ‘temizlenme’ iddiası, Türkiye’nin her krizinde tekrarlanan bir masal gibi. Her defasında aynı sahne: Elinde sabunlu bir kova taşıyan yöneticiler, önünde feda edilmiş birkaç ‘küçük’ isim, arkadaysa kokusu sinmiş bir sistem. Şimdi yine benzer bir tabloda, Türkiye Futbol Federasyonu ‘Temiz Eller’ operasyonu adı altında bir bahsi kapatmaya değil, sanki yeni bir sayfayı kirletmeye hazırlanıyor.

Gazeteci Murat Ağırel’in iddiasına göre TFF’nin elinde 3700 futbolcunun ismi var; 500’ü aşkın futbolcunun bahis oynadığı tespit edilmiş durumda. Hakem cephesinde ise 571 hakemden 371’inin bahis hesabı bulunduğu, 152’sinin aktif şekilde bahis oynadığı belirtildi. Rakamlar soğuk, ama asıl soğuk olan onların ardındaki sessizlik: Kim, ne zaman, hangi maçta, hangi çıkar ağının parçasıydı? Tam da bu tablo karşısında, Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde görev yapan 152 hakem ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride şu ifadeler dikkat çekiciydi:

-Son günlerde kamuoyuna yansıyan ve ‘Hakemlerin aktif olarak bahis oynadığı’ yönündeki haberler üzerine bu açıklamayı yapma gereği doğmuştur. Öncelikle bu kadar bilgi kirliliğinin olduğu bir ortamda, bünyesine yıllarca hizmet ettiğimiz bu kurumun bizi bu kadar yalnız ve çaresiz bir şekilde toplumun önüne atmasını üzüntüyle takip etmekteyiz.

- Türk futboluna ‘Temiz Eller’ operasyonu adı altında bir girişim gerçekleştiriliyorsa, bu operasyonun en masum ve kimsesiz tarafı biziz. Federasyonun bizi suçsuz yere hiçe saydığını ifade etmek isteriz.

Bu satırlar sadece bir savunma değil, sistemin nasıl işlediğine dair sessiz bir itiraf gibi.. Çünkü her cümlede hem kurumuna sadakat hem kurum tarafından yalnız bırakılmışlık aynı anda var. Hakem, kendi içindeki çelişkiyi dile getiriyor: Sistemin parçası olup, sistem tarafından tüketilmek. Sistemin motoru yanıyor, dişlilerin birbirine ne olduğunu sormak gerekiyor. Ama biz hâlâ ‘hangi dişli fazla dönüyor’ diye tartışıyoruz. Oysa bütün bunlar motoru tasarlayan sistemin kendini aklama refleksi. Bir tür etik vitrin temizliği ama vitrini silmekle depoyu ferahlatamazsın.

Bir futbolcu bahis oynuyorsa, ona o bağımlılığı kazandıran düzenin ekonomik şiddetini konuşmadan suçu bireye indirgemek sadece........

© Birgün