Bu hafta Sağlık Bakanı değişti. Dr. Fahrettin Koca’nın yerine Dr. Kemal Memişoğlu atandı. Yeni Bakan’ın Türkiye’nin sağlığına iyi gelmesini hepimiz diliyoruz. Bunun olabilmesi için uygulamadaki pek çok yanlıştan dönülmesi gerekiyor. Olur mu?
Fahrettin Koca ayrılmadan önce Sağlık Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Planı yayımlanmıştı. Bu plana bakmakta, yeni Bakan’ın devraldığı “taahhütleri” ve olası sonuçları gözden geçirmekte yarar var.
Fahrettin Koca sunum yazısında “Önümüzdeki beş yılın sağlık hizmetlerini şekillendirecek olan bu plan, sağlıkta gelişim, kalite ve sürdürülebilirlik odaklı bir stratejik yaklaşımla paydaşlarımızın görüş ve önerileri alınarak katılımcı bir anlayışla hazırlanmıştır” yazmış. Stratejik plan hazırlık sürecinde de “dış paydaşların görüş, öneri ve beklentileri yazılı olarak da alınarak stratejik plana yansıtılmıştır” ifadesi yer alıyor. Dış paydaşlar kimler? Neredeyse tüm bakanlıklardan, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Dünya Bankası’na pek çok kurumdan görüş alınmış ama sağlık çalışanlarının örgütlerine bir şey sorulmamış. Türk Tabipleri Birliği aracılığıyla hekimlere, Türk Dişhekimleri Birliği aracılığıyla diş hekimlerine, Türk Eczacıları Birliği aracılığıyla eczacılara, Türk Hemşireler Derneği aracılığı ile hemşirelere, sağlık çalışanlarının sendikalarına, derneklerine “önümüzdeki dönem sağlığa dair ne düşünüyorsunuz, önerileriniz, beklentileriniz nelerdir” denmemiş.
“Katılımcı anlayış” dedikleri budur.
Sağlık Bakanlığı yazdığı amaçlar ve hedeflerle nasıl sağlıklı olunacağı konusuna hâkim olduğunu gösteriyor. Birinci amaç “sağlıklı yaşamı........