Grevleri şirket kârları için yasaklıyorlar: AKP grev yasaklama şampiyonu!

Bakmayın siz grevin Anayasal bir hak olmasına. Bakmayın siz Türkiye tarafından onaylanan uluslararası sözleşmelerin grev hakkını güvence altına almasına. Bakmayın siz Anayasa Mahkemesinin “millî güvenlik” bahaneli grev erteleme kararlarını Anayasaya aykırı bulmasına. Türkiye’de aslında grev hakkı yoktur.

14 Aralık 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararıyla (idari bir işlemle) Birleşik Metal-İş sendikası tarafından alınan ve bir bölümü henüz uygulamaya bile başlanmayan 4 şirkete ait 10 işyerindeki grevler “milli güvenliği bozucu nitelikte” görüldüğü için 60 gün süreyle ertelendi. Erteleme kararı fiilen yasaklama anlamına geliyor çünkü 60 günlük sürenin bitiminde grevler yeniden başlayamıyor. Bu nedenle hileli bir kavram olan “erteleme” yerine “yasaklama” kavramını kullanacağım. Yasaklanan grevlerde işverenleri Türkiye’nin en büyük işveren örgütlerinden biri olan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) temsil ediyor. Grev yasaklama kararı yaklaşık 2 bin metal işçisini kapsıyor.

Türkiye’de grev hakkı uzunca bir süredir hükümetlerin ve son zamanlarda ise Cumhurbaşkanının iznine tabidir. Başkanlık rejimi sonrasında Cumhurbaşkanı tek imzayla ve herhangi bir somut gerekçe göstermeden uygun görmediği her grevi yasaklayabilmektedir. Grev Anayasal bir hak olmaktan çıkarılmış, fiilen Cumhurbaşkanının iznine bağlı idari bir uygulama haline gelmiştir. Türkiye’de grev hakkı kağıt üzerinde bile değil artık ayaklar altındadır.

1983 yılında çıkarılan 2822 sayılı yasa ile grev erteleme (yasaklama) mekanizmasının ayrıntıları düzenlendi. AKP 2012 yılında 6356 sayılı yeni bir sendikal yasa çıkardı ancak 12 Eylül ürünü grev erteleme (yasaklama) mekanizmasını aynen korudu. Her iki yasada da inanılması zor bir hileye başvuruldu. Adı erteleme ama kendisi yasaklama olan bir mekanizma getirildi. 60 günlük erteleme süresi bitiminde grevin yeniden başlaması lazım.

Eğer 60 gün içinde Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermezse (ki artık vermiyor) sendika ya işverenle uzlaşmak veya hükümet ve işveren temsilcilerin çoğunlukta olduğu Yüksek Hakem Kurulu’na başvurmak zorunda. Yasa erteleme kavramını kullanarak işçileri kandırıyor. 12 Eylül öncesi grevin geciktirilmesi, soğutulması işlevi görev grev erteleme kurumu, 12 Eylül sonrasında grev yasağı haline geldi. Birleşik Metal-İş’in grevleri 12 Eylül askeri darbesi ürünü, emek düşmanı sendikal mevzuata dayanılarak yasaklandı.

DİSK üyesi Birleşik Metal-İş sendikasının grevleri daha önce de defalarca “milli güvenlik” bahanesiyle yasaklanmıştı. Ülkede istikrar yok, ekonomide istikrar yok ama grev yasaklarında istikrar var. İşçi sınıfının en kadim haklarından olan grev hakkı istikrarlı ve ısrarlı bir biçimde yok ediliyor.

AKP hükümetleri Türkiye’yi bir grev yasağı ülkesine çevirdi. 1980 sonrasında en çok grev erteleme/yasaklama kararnamesi yayımlanan dönem AKP’li yıllar oldu. Öyle ki 2003-2023 arasında yaklaşık 90 bin işçi greve çıkabilirken 200 bine yakın işçinin grevi ise yasaklandı. Greve çıkabilen 90 bin işçinin grevlerinin bir bölümü grev sırasında yasaklandığı için gerçekte grev hakkını kullanabilen işçi sayısı 90 binin bile çok altında kaldı. AKP hükümetleri döneminde bir bölümü Bakanlar Kurulu, bir bölümü OHAL Kararname ve bir bölümü de Cumhurbaşkanı kararıyla olmak üzere toplam 21 grev erteleme (yasaklama) kararı alındı. AKP dönemindeki grev erteleme kararlarıyla ilgili hazırladığım ayrıntılı tablo 15 Aralık 2024 tarihli BirGün’de yayımlandı. Ayrıntıları bu yazıda görebilirsiniz.

İktidarların, sermayenin ‘zarar görmemesini’ sağlamak için uyguladığı grev yasakları, Başkanlık rejimi sonrasında iyice keyfileşti. Erdoğan, grev........

© Birgün