Virgülü yerli yerinde kullanmak |
Basit bir konuymuş gibi düşünülse de Türkçenin yazım imleri arasında virgülün yaşamsal bir işlevi vardır ve doğru kullanılması ustalık gerektirir. Soluklanmak için yazının orasına burasına gelişigüzel virgül koyarsanız tümcede anlam karmaşasına yol açarsınız.
Virgülün hangi durumlarda kullanılıp kullanılmayacağını bütün yönleriyle anlatmak uzun sürer. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim: Virgülün çokluğu da yokluğu da sorun yaratır.
Yıllar önce BirGün’de yazdığım “Virgülün Babası Öldü” başlıklı yazıda ölçüyü şöyle koymuştum:
“Gereksiz kullanılan virgül, yazının akışını bozar, üstelik görsel kirlilik yaratır. Ama onun eksikliği de yazıda duraksamalara, anlam kaymalarına yol açar. Özetle söylemek gerekirse, virgülün azı karar, çoğu zarardır!”
Virgül, en çok tümce içindeki değişik öğelerin birbirine karışmasını önlemek için kullanılır.
Bu durumu daha iyi gösterebilmek için eski notlarımdan birkaç çarpıcı örneği anımsatmak isterim:
30 Ağustos 2012 günlü Odatv.com’daki bir haberin başlığı şöyleydi:
“Mardinli Dali Oxford yalanı ile bütün medyayı kandırdı”
Tam da “Oku baban gibi eşek olma!” türünden bir başlık. Yani, virgülün yerine göre iki türlü okumaya açık:
1. Mardinli Dali, Oxford yalanı ile bütün medyayı kandırdı”
2. Mardinli Dali Oxford, yalanı ile bütün medyayı kandırdı”
İkinci örneğimiz, 14 Kasım 2012 günlü BirGün’den. Gazetemizin arka sayfasındaki bir fotoğrafın altında şöyle yazıyordu:
“Önceki gün Dr. Zekai Budak (Burak olacak) Doğum Hastanesi’nde prematüre doğan bebekler ve aileleri........© Birgün