Buzdağının görünmeyen yüzü: "804 bin 250 çocuk eğitim dışında" |
2007 yılından bu yana her yıl eğitim alanındaki gelişmeleri izleyerek Eğitim İzleme Raporları’nda değerlendiren Eğitim Reformu Girşimi (ERG), Eğitim İzleme Raporu 2025’i Sabancı Center’da düzenlenen etkinlikle paylaştı.
Raporda, eğitim politikaları "Eğitimde Yönetişim”, “ Eğitime Erişim”, “Okul”, “Eğitimin İçeriği”, “Öğretmenler”, “Çoklu Krizler ve Eğitim” olmak üzere altı başlık altında değerlendirildi ve verilerle analiz edildi.
ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, Eğitim İzleme Raporu 2025’in her sayfasında eğitimin bir hak olduğu kadar çocuk koruma meselesi de olduğunun hatırlatıldığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Eğitime erişemeyen, okula devam edemeyen her çocuk aslında koruma sisteminin de ulaşamadığı bir çocuktur. Depremlerden ekonomik daralmaya, zorunlu göçten iklim krizine, küresel öğretmenlik krizinden dijital dönüşüme kadar eğitim, çoklu krizlerin ortasında ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak bu rapor durumun fotoğrafını umutsuz olmamız için çekmiyor, tam aksine neyin mümkün olduğunu, neyin değişebileceğini ve değişmesi gerektiğini gösteriyor. Her veri bir politika değişikliği için fırsat, her sorun bir çözüm arayışı için çağrı niteliğinde.”
Açılış konuşmalarının ardından raporun yazarlarından Kıdemli Politika Analistleri Özgenur Korlu, Ekin Gamze Gencer, Politika Analisti Kayıhan Kesbiç ve Araştırmacı Gülen Naz Terzi rapordan öne çıkan bulguları sundu.
Rapora göre, 2024-25 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağında olmasına karşın yaklaşık 804 bin 250 çocuk eğitim dışında; çocukların yaklaşık 611 bin 612’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 192 bin 638 kadarı ise yabancı uyruklu. Bu sayıya 18 yaş ve altında olup örgün eğitim kurumları yerine açıköğretim lisesine devam eden 273 bin 557 çocuk ve okulda geçirdikleri süreden fazlasını işletmelerde geçirdikleri için örgün eğitimde oldukları söylenemeyecek 392 bin 887 mesleki eğitim merkezi (MESEM) öğrencisi de eklendiğinde örgün eğitim dışında kalan çocuk sayısı 1 milyon 470 bin 694’e yükseliyor.
Raporda, 14-17 yaş grubunda eğitim dışındaki çocuk oranının son iki yıldır yüzde 8 seviyesinin üzerinde seyrettiği belirtiliyor. Muş, Ağrı ve Urfa’da 14-17 yaş grubundaki neredeyse üç çocuktan birinin eğitim dışında olduğu saptandı.
Ekonomik krizin eğitime etkisinin de ele alındığı raporda, Türkiye’de 2024 itibarıyla çocukların yüzde 39,5’inin ‘yoksulluk veya sosyal dışlanma riski’ altında olduğu, bu oranın AB ortalamasının yüzde 24,2 olduğu belirtiliyor. Türkiye’de 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 24,9’unun, yani her dört çocuktan birinin işgücüne katıldığı vurgulanıyor. Raporun değerlendirmesine göre, Türkiye’de 15–17 yaş grubunda çalışan çocuk oranının artması ve tüm çocukların neredeyse üçte birinin maddi yoksunluk içinde yaşaması, sosyoekonomik koşulların eğitim dışına çıkmada belirleyici olduğunu gösteriyor.
Eğitim İzleme Raporu 2025, örgün eğitim sistemindeki okulların, yaygın eğitim sistemine kıyasla, çocukları çocuk işçiliği ile çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik gibi gelişimlerini engelleyecek risklerden koruma konusunda daha etkili araçlara sahip olduğunu belirtiyor. Bu sebeple yaygın eğitimin, hiçbir koşulda zorunlu eğitim çağındaki bir çocuk için örgün eğitimin alternatifi olarak kabul edilmemesi gerektiği vurguluyor.
Rapora göre, 2024-25 eğitim-öğretim yılında 18 yaş ve altındaki 392 bin 887 öğrenci, MESEM programı kapsamında haftanın 4-5 gününü işletmelerde geçirdi. MESEM kapsamındaki işletmelerin iş güvenliği denetimlerindeki eksiklikler, program kapsamındaki öğrencilerin çocuk işçiliği, ihmal ve istismar gibi hayati risklere açık olmasına yol açıyor.
Raporda açıköğretim liselerindeki öğrenci sayılarına da yer veriliyor. Buna göre, bir önceki yıla kıyasla açıköğretim liselerindeki 18 yaş ve altındaki öğrenci sayısı yüzde 14,2 azaldı; örgün eğitim kurumlarından açıköğretime geçiş yapan öğrencilerin sayısı ise yüzde 30,3 arttı.
Raporda kademelere göre okullulaşma oranları da analiz ediliyor. 2024-25 eğitim-öğretim yılı itibarıyla okulöncesi eğitim hâlâ zorunlu eğitim kapsamında olmadığı vurgulanan raporda, okulöncesi eğitimdeki toplam öğrenci sayısının son iki yıldır belirgin biçimde düştüğüne işaret ediliyor. 2023-24’te 1 milyon 954 bin 202 olan öğrenci sayısı, 2024-25’te 1 milyon 741 bin 314’e gerileyerek yüzde 10,9 azaldı. 3-5 yaşta okulöncesi eğitim oranının en düşük olduğu iller ise; Urfa (6,9), Mardin (7,2), Diyarbakır (8,6), Şırnak (8,8) ve Maraş (9,8) olarak belirlendi.
Ayrıca raporda ortaöğretimde düzeltilmiş net okullulaşma oranlarına bakıldığında ise kız çocukların okullulaşma oranının yüzde 80’nin altında kaldığı il sayısının arttığı görülüyor. Bu iller; Urfa, Muş, Şırnak, Siirt, Ağrı,........