menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pazar izni için başlayan isyan: HepsiJet kuryeleri nasıl kazandı?

12 4
12.12.2025

“Pazar günü kahvaltı yapmak istiyoruz.”

Hepsiburada’ya bağlı HepsiJet arabalı kuryelerinin 8–9 Aralık’ta gerçekleştirdiği iş bırakma ve kontak kapatma eylemi, kurye emeğinin gücünün tam olarak nerede durduğunu gösteren canlı bir deneyimdi: Şehrin lojistik akışı, kuryeler çalışmadığında duruyor.

Maltepe’de 22 kuryenin başlattığı bu çıkış, bir yandan patronların tehditlerini boşa düşürdü; diğer yandan yüzlerce kuryenin aynı talep etrafında birleşebileceğini gösterdi. Kuryelerin temel sözü netti: Bir gün izin istemek lütuf değil, haktır.

8 Aralık sabahı HepsiJet’in İstanbul Maltepe şubesinde çalışan 22 arabalı kurye, aylardır biriken öfkesini bu kez örgütlü bir tutumla ortaya koydu.

Ring araçlarının kuryelere indirtilmesi, ağır paketler, artan maliyetler ve en önemlisi pazar günü zorunlu çalışma kuryelerin yaşamını dayanılmaz hale getirmişti. Öyle ki 40 günde sadece bir gün izin yapabilen kendini şanslı sayıyordu.

Kuryelerin ortak cümlesi basitti:

“Pazar günü evde çocuklarımla kahvaltı yapmak istiyorum.”

Depoya gelen siparişleri yüklemeyi reddettiler, taleplerini yönetime ilettiler. Yönetim talepleri dinlemek yerine şubeyi terk etti. Ardından klasik tehdit geldi: “Ya sipariş taşırsınız ya da çıkışınız verilir.”

Bu noktada kuryeler bireysel geri çekilmek yerine ortak bir tutum aldı: Araçlarını şube girişine park ederek depodaki 2 bin 500 paketin dışarı çıkmasını engellediler. Paketler yerinde durdukça, şirketin ekranlarındaki rakamlar da dondu. Algoritma çaresiz kaldı! Platform ekonomisinin çıplak gerçeği bir kez daha açığa çıktı: Siparişi var eden, kurye emeğidir.

HepsiJet kuryelerinin Maltepe’de başlattığı iş bırakma kısa sürede başka şubelere de yayıldıysa, bunun önemli nedenlerinden biri öncelikle Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) ve Kurye Hakları Derneği’nin ilk andan itibaren sahaya dâhil olmasıydı.

Temsilciler kuryelerle birlikte şube önünde nöbet tutarken aynı zamanda kuryelerin sesini kamuoyuna duyurmayı da üstlendi. Taleplerin sade biçimde formüle edilmesi, basın bülteninin hazırlanması, emek habercilerinin sürece dâhil edilmesi, sosyal medya kampanyasının örgütlenmesi ve farklı şubelerdeki kuryelere ulaşılması bu koordinasyon sayesinde mümkün oldu. Akşam bölge şubelerinin de katıldığı toplantıda kararların ortak alınması süreci daha da güçlendirdi.

Böylece dağınık tepkiler ortak bir hatta birleşti; eylem şube sınırlarını aşarak kitlesel bir protestoya dönüştü.

HepsiJet kuryeleri daha ilk gün taleplerini netleştirdi.

Temel talepler sıralansa da en yakıcı talep öne çıkartıldı: Pazar izin hakkı tanınsın! Kuryeler “lüks” talep etmiyordu, insanca çalışmak istiyordu.

8 Aralık akşamı kuryelerin Maltepe’de başlattığı iş bırakma eylemi, günün sonunda yalnızca bir şube tepkisi olmaktan çıktı. Talepler açıklandıktan sonra sosyal medya üzerinden ortak bir çağrı örgütlendi: #HepsiburadaİşçiHaklarıNerede.

Etiket kısa sürede yüzlerce paylaşım aldı. Kuryelerin, farklı şehir ve şubelerden destek mesajları duyuldu; emek örgütleri ve bağımsız haberciler bu çağrıya katıldı. Müşterilerden kuryelere destek yorumları geldi: “Siparişler pazartesi gelebilir biz bekleriz!”

Aynı saatlerde Hepsiburada’nın Instagram hesabındaki son gönderinin altı protesto yorumlarıyla doldu.

Bu kampanya, dijital mecraların kuryeler açısından neden hayati olduğunu bir kez daha gösterdi: Mesai çizelgeleri, algoritmalar ve dağıtım rotaları üzerinden izole edilen emekçiler, WhatsApp grupları ve sosyal medya sayesinde görünür bir topluluk haline geldi. Gün içinde Instagram’da eylemci kuryelerin bazı videolarının keşfete düşmesi ve akşam ki etiket çalışması aynı zamanda moral yaratan bir eşik oluşturdu; Maltepe’deki 22 kurye şube önünde beklerken yalnız olmadıklarını, seslerinin ülkenin dört bir yanına ulaştığını hissetti.

Bu dakikadan itibaren eylem, bir şubeye değil, tüm kuryelere ait bir deneyime dönüştü.

8 Aralık gecesi, Maltepe şubesindeki iş bırakma devam ederken şirket yöneticileri depoya gelerek içeride bekleyen yaklaşık 2 bin 500 paketi tahliye etmeye çalıştı. Kuryelerin araçlarını depo girişine park etmiş olması nedeniyle kamyon yaklaşamadı; bunun üzerine firma çalışanları kolileri araçların arasından elle taşıyarak yoldaki şirket araçlarına yükledi.

Bu işlem kuryeler tarafından değil, şirketin dışarıdan getirdiği personel tarafından gerçekleştirildi. Gece boyunca süren bu operasyon sırasında herhangi bir gerilim yaşanmadı.

Ancak bu tablo, iş bırakmanın etkisini açık biçimde gösteriyordu: Hizmet akışı durduğunda şirket, siparişlerin teslim edilememesi riskini ortadan kaldırmak için gece vakti fiili bir müdahaleye girişmişti.

Depo boşaltılarak, paketleri başka kuryelere dağıttırırım mesajı verilerek iş bırakan kuryelerin eyleminin altı boşaltılmak istendi. Ama ok yaydan fırlamış eylem diğer şubelere yayılmıştı. Kuryeler birlikleri sayesinde daha güçlü bir güne uyanacaktı.

9 Aralık sabahı henüz gün ışımadan kuryeler hareketlenmeye başladı. Bu kez paketleri teslim almak için değil haklarını almak için marşa bastılar. Bir önceki akşam yapılan çağrılar, WhatsApp grupları üzerinden hızla yayılmış, farklı şubelerden kuryeler birbiriyle temas kurmuştu.

Sabah 06.00 itibarıyla Maltepe, İçerenköy, Atalar, Küçükyalı, Sancaktepe ve Küçükbakkalköy şubelerinden kuryeler araçlarıyla buluşma noktalarına geldi. Yüzü aşkın aracın oluşturduğu konvoy, şehir içi lojistik işleyişinde nadiren görülen bir tabloydu. Kuryeler bu kez yalnızca kendi şubeleri için değil, ortak sorunların tamamı için yola çıkıyordu.

Konvoy Çekmeköy’deki HepsiJet dağıtım merkezi önünde durdu. Aynı saatlerde, İstanbul Başakşehir şubesinde ve İzmir Konak ile Bornova dağıtım merkezlerinde de kuryeler açıklamalar yaptı. Böylece Maltepe’de başlayan eylem yalnızca bir gün içinde iki kente ve çok sayıda şubeye yayılmış oldu.

Bu yayılmanın arkasındaki temel güç, kuryelerin kendi aralarında kurduğu dijital iletişim ağlarıydı. WhatsApp grupları adeta bir koordinasyon merkezine dönüşmüş; hangi şubede kaç kişi olduğu, kimin konvoya katıldığı, kimin doğrudan dağıtım merkezi önüne gittiği anlık olarak paylaşılmıştı. Karar süreçleri de aynı mecralarda şekilleniyordu. Kuryeler, şirket yöneticileriyle yapılacak görüşmeye gidecek temsilcileri ortaklaşa belirledi.

Eylemin ikinci gününde ortaya çıkan tablo şuydu: Dağınık gibi görünen bu işgücü, istendiğinde hızlıca ortak bir hatta birleşebiliyor; yoğun çalışma temposu ile birbirinden kopartılmaya çalışılan kuryeler aynı konvoyda toplanabiliyor…

İkinci gün kapatılan depolarda totalde 25 bin ile 30 bin paket taşınmadı. Bu HepsiJet'in üzerinde yoğun bir basınç oluşturdu. Eğer eylem devam etseydi biriken paket sayısı katılabilecek diğer depolarla inanılmaz sayılara ulaşabilirdi.

Konvoyun Çekmeköy dağıtım merkezi önüne varmasıyla birlikte ikinci günün en kritik anı başladı. Şirket yöneticileri, artan kamuoyu baskısı ve farklı şubelerden gelen katılım nedeniyle temsilciler ile görüşmeyi kabul etti. Kuryeler kendi aralarında hızlıca bir temsilci ekibi oluşturdu.

Temsilciler görüşme için içeri girerken dışarıda çok daha geniş bir tablo vardı. Onlarca araç, yüzlerce kurye, attıkları sloganlarla hem arkadaşlarına moral veriyor hem de şirketin kapısının önünde görünür bir güç oluşturuyordu. Kuryeler bu bekleyişi, “Biz içeride değilsek bile kararın ortağıyız” diyerek tanımladı.

Bu saatlerde kuryeler bir başka adım daha attı: Hepsiburada reklamlarında yer alan ünlü isimlere bir video ile seslendiler. Cem Yılmaz, Kıvanç Tatlıtuğ gibi kamuoyu tarafından bilinen figürlere çağrıda bulunarak, kuryelerin yalnız olmadığını gösterecek bir dayanışma beklediklerini söylediler. Bu aynı zamanda kuryelerin sadece video çekmekle, tvit atmakla yetinmeyiz şirketin marka değerine karşı da kampanyamızı geliştirebiliriz mesajıydı.

Görüşme sürerken dağıtım merkezi önündeki atmosfer, bir bekleyişten çok bir kararlılık alanına dönüşmüştü. Kuryeler arasında sürekli bilgi akışı sağlanıyor, diğer illerdeki arkadaşlarla anlık temas kuruluyordu. İzmir’den, Başakşehir’den gelen destek açıklamaları, sahadaki moral gücünü artırdı.

Bu süreç, platform ekonomisinin “tek tek dağınık çalışan işçiler” mitini de yerle bir etti: Kuryeler hem masada hem sahada eş zamanlı bir güç kurmuş, şirketi ilk kez aynı anda iki farklı noktadan sıkıştırmıştı.

Çekmeköy........

© Bianet