menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

11. Yargı Paketi kadınlar için ne getiriyor, kadınlardan ne götürüyor?

9 0
tuesday

AKP-MHP iktidarının taktığı iki konu var. Yanlış oldu, özür. Bu iktidarın taktığı çok konu var fakat kadın hakları meselesinde özellikle ısrarlı oldukları iki ayrı konu var.

Bir, ille de “3 çocuk, 5 çocuk yapın”.

İki, “aman boşanmayın, boşanırsanız da kadınlar siz başınızın çaresine bakın. Nafaka istemeyin. Nafaka dediğimiz şey süresiz değil zaten de bize bağlı medya öyle anlatıyor ki ‘erkeklere yapılan bu haksızlığa, erkeklerin mağduriyetine’ daha çok kişi destek versin.”

Elbette direkt böyle denmiyor, fakat teoride planlanan hukuksal değişimlerin kadınların hayatına yansıması pratikte buna benzer oluyor.

İlk konuda, çocuk meselesi yani, kreş olmaması, ekonomik zorluklar derken o kadar çok anlattık ki “Kadınlar çalışırken ekonomik olarak bu bir gerçek, çocuklara kim baksın” dediğimiz için herhalde “Aile Yılı” ilan eden Erdoğan Aile Yılı’nın en tepesindeki baba figürü gibi evin diğer erkeklerine bir nevi "baba" gibi tatlı - sert kızdı.

25 Kasım’daki konuşmasında, şöyle dedi:

“Dijital dünyadan doğan tehditler artarken çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Babalardan eşlerine daha fazla yardımcı olmalarını, daha fazla yük almalarını istirham ediyorum."

O buyurunca erkekler de koşa koşa gitti çocuklara baktı. Öyle olmadı elbette o gün Türkiye’nin farklı noktalarında erkeler kadınları yine yaraladı, öldürdü.

Geçen günlerde gittiğim 15. Uluslararası Suç ve Ceza Filmleri Festivali’nde Hukukçu Turgut Tarhanlı’nın dediği gibi zamanlar. Olgular olaylar öyle karışmış ki hakikate ne olmuş artık kimse bilmiyor.

Sonraki akşam izlediğim "2 2=5 Orwell" filmindeki gibi bir dönem. Doğruyu da hakikati de olguların veya olayların değil o dönemin güçlüsü kimse onun / onların belirlediği bir dönem.

İktidarın 11. Yargı Paketi de az önce saydıklarımla ilgili. Doğrular ne? Toplum yararı var mı? Kadınlar açısından yansıması nasıl olur? Kadınların yararına hizmet ediyor mu bu değişiklikler? Birbiri ile karışmış, karıştırılmış.

Mesela, Nafaka düzenlemesi Mart ayından sonra Meclis'e sunulacak. Teklifle nafakada evlilik süresi dikkate alınacak.

Dikkat ederseniz “süresiz nafaka kaldırılacak” demiyorum. Süresiz nafaka yok. Taraflardan biri nafaka bağlandıktan sonra başvuru yapıp misal “Şirketim battı nafakamı ödeyemiyorum” deyip değişiklik isteyebiliyor. Yeni düzenlemeye göre (henüz taslak), 3 yıl evli kalanlara 5 yıl, 5 yıl evli kalanlara 7 yıl nafaka verilmesi planlanıyor.

Boşanmalarda ise velayet ve mal paylaşımı gibi konuların ayrı dava açılması da 11. Yargı Paketinde.

Basına yansıyan bilgilere göre, belirli bir yaşın ardından boşanan kadınların hayata katılımının nafaka ya da belirli bir gelir kalemi olmaksızın kolay olmayacağına dikkat çekiyor.

Bu kapsamda nafakası sona eren kadınlar için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal yardımları devreye alması seçeneği de çalışmanın içinde.

Nafakanın kesilmesi durumunda devlet desteği sağlanacaksa, bu desteğin yeterli olup olmayacağına dair belirsizlikler kadınlar için büyük risk.

Resmî yardımlar kapsamlı görünse de herkesin bu yardım programlarına erişimi ya da yardımın yeterliliği konusunda kritik sorular var, özellikle nafaka hakkı kısıtlandığında.

Tam bu nokta “İhtiyaç sahibi” olmak kriteri, gelir testi, aile durumu, ev durumu gibi değişkenlere dayanıyor. Bu da pek çok kadının yardım alamamasına ya da yardımın yetersiz kalmasına yol açacaktır.

Çocukların çalışırken öldüğü, okullarda çocuklara ücretsiz yemeklerin verilemediği, daha geçen yıl İzmir’de beş çocuğun annesi iş ararken öldüğü memlekette, devlet boşanan kadınlara sosyal yardım yapacak.

Bunun pek bir gerçekliği yok, kabul edelim.

Ha bir de paketin öngördüğü “boşanma davalarının hızlandırılması” ve "arabuluculuk" gibi öneriler, başlangıçta olumlu gibi görünse de, şiddet gören kadınlar açısından ciddi bir tehdit.

Şiddet gören kadınlar, boşanma sürecinde karşılaştıkları psikolojik baskılar ve ekonomik bağımlılık nedeniyle boşanma kararını almakta zorluk çekerler.

Tam da bu noktaya gelelim, böyle düzenlemeler, boşanma süreçlerini hızlandırma adına, kadının şiddetle mücadele etmesini zorlaştırabilir ve şiddet gördüğü evde kalmak zorunda bırakılabilir.

Düzenleme resmen kadınlara, “arabulucu süreci ile uğraşacağına git şiddet görmeye devam et” diyor.

Bu da benin taktığım ve araştırma yaptığım bir konu. Boşanmış kadınların en çok mücadele ettiği konulardan biri.Velayet hakkı. Eğer boşanma ve diğer maddi davalar ayrı yürütülürse, kadınlar iki ayrı dava süreciyle karşı karşıya kalabilir. Çocukların velayeti, ekonomik durum ve nafaka ile ilişkili olarak daha karmaşık bir hale gelebilir. Bu durum, kadınların hem çocuklarıyla ilgili haklarını savunmalarını hem de nafaka gibi maddi güvence sağlamalarını daha da zorlaştırabilir.

Düzenlemenin kadınlara yansımasını say say bitmez. Takipteyiz.

İki güzel haber de vereyim. Bu yıl iki kentte Bingöl ve Konya’da kadınlar ilk kez 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle........

© Bianet