menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Toprak kokusundan kablo kokularına uyanmak

12 5
11.01.2025

Teknolojiye doğan bir neslin ferdi değilim, ben saman sarısı kağıtlar renginden Koçgirinin dağlık bir köyünde hayata merhaba dedim. Kedilerin, köpeklerin, mahallemizin bir dere ötesindeki çam ağaçlarının uğultuları ile zaman zamanda ‘Ané’nin ‘lo Erco rabe kes li malda nema, berxeten di hundurda mahf bun’ (1) seslerine uyanırdım. Bu zamanların kışlarında bir de kulağımda radyodan inen türküler ile uyanırdım. Karın boyumuzu bulduğu zamanlardı, annem hepimizden erken uyanır, sobayı yakar, kasetli radyo müzik çalarında TRT Erzurum Radyosunu açar ve ben yatağın sıcaklığından günün kar beyaz soğuklarına kulağıma inen ‘yurttan sesler korosu’ türküleri ile girerdim.

O zamanlarımdan pek de ayırdında olmadığım bir kokunun hayatımın kokusuna dönüşeceğine kimse beni inandıramazdı. Bir toprak kokusu; ancak hayvanların, çam ağaçlarının, kavak ve söğüt ağaçlarının, kapımızın az ilerisinde akan derenin, Ané’nin ve annemin, kardeşlerimin, akran kuzen ve yeğenlerimin seslerinin de katılmış olduğu bir koku. Çocukluğumdaki bu toprak kokusu ben her nereye gittiysem hep benimle oldu. Bedenim çocukluğumdan ergenliğime yol alırken yağan yaz yağmurları sonrasında köyümüzün tepelerinde yaptığım yürüyüşlerde, ilk o zaman vurulmuştum o toprak kokusuna. Ruhumun derinliklerinde bir belleğe sahip oldu bu toprak kokusu bende. Sıcak bir havada bir anda toplanan bulutlardan inen yağmur damlalarından ıslandıktan sonra bir anda bulutlar maviliklere aralanır, bu maviliklerden uzaklara bir gökkuşağı uzanır, sonrasında ayaklarım ile dokunduğum topraktan yukarıya doğru bir buğu yükselirdi. Bu buğunun bir parçası olmak için çırılçıplak tenimdeki yağmur damlacıkları ile yukarılara doğru yükselirdim. Düş zamanlarımdı bu anlar benim.

Düş kurmak, düşlerinin........

© Bianet