Sayın Ekonomi Bakanımız Mehmet Şimşek'e takılan emeklilerin zam oranları gibi, asgari ücretlilerin yaşam koşulları öncelikle iktidar tarafından nasıl marjinalize edilerek toplumsal dinamiklerle oynandığını daha iyi anlayabiliyoruz. Artık neredeyse aldığımız nefese de zam gelecek ürküntüsü içindeyiz. Hele bir de dillere destan TÜİK'in indirimli enflasyon verilerine göre 2024 yılının 6 aylık enflasyon farkı $,7 olarak belirlendi. Ancak burada ironik olan şu: kök maaşları 10 bin TL'yi aşmayan emekliler için, TÜİK'in belirlediği enflasyon farkının en düşük emekli maaşlarını 12 ila 13 bin TL aralığına çıkarılması için son hazırlıklar yapılıyor. Bu durum, emekliler arasında ayrışmayı ve ötekileştirmeyi derinleştirecek olmasına çekince düşmek gerekiyor.
Erich Fromm'un sevgi ve kabul edilme ihtiyacını ele alarak, toplumda ötekileştirmenin ve ayrışmanın nasıl derin çatışmalara ve rekabete yol açtığını anlamak mümkündür. Fromm, bireylerin sosyal ve kültürel bağlamda kabul görme ihtiyacının karşılanmamasının ne tür olumsuz sonuçlara yol açabileceğine vurgu yapar. Ebeveyn tutumları ve aile içi dinamikler, kardeşler arasındaki çatışmacı rekabetin temelini oluşturur. Aile içinde bir çocuk, diğerine göre daha fazla ilgi ve sevgi görüyorsa, bu durum diğer kardeşin ötekileştirilmesine ve dışlanmasına neden olabilir. Ötekileştirilen kardeş, kendini değersiz hisseder ve diğer kardeşiyle rekabet etmek zorunda kalabilir. Fromm'un da dediği gibi, İnsanın en derin ihtiyaçlarından biri, aşılması mümkün........