Ben Hep yabancılara Güvendim

“Ben hep yabancılara güvendim,” diyor Blanche DuBois, Tennessee Williams’ın unutulmaz eseri “Arzu Tramvayı”nın son sahnesinde. Bir insanın, hayatı boyunca karşılaştığı zorluklara ve hayal kırıklıklarına rağmen, hala başkalarına—hatta yabancılara—güven duyma ihtiyacı içinde olması ne kadar trajik, değil mi? Blanche’ın bu sözü, onun içindeki kırılganlığı, çaresizliği ve umutsuz bir şekilde aradığı güveni simgeliyor.

Ama düşünün, toplumumuzda kaç kadın Blanche gibi kendini çaresiz hissediyor? Kaç kadın, karşılaştığı şiddet ve zulüm karşısında, umutsuzca bir yardım eli bekliyor? Maalesef, bu kadınlar da tıpkı Blanche gibi hayal kırıklığına uğruyor, çünkü toplum olarak onları korumakta başarısız oluyoruz.

Son dönemde, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerindeki dramatik artış, toplumumuzdaki derin çürümenin acı gerçeklerini gözler önüne seriyor. Ancak, yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu korkunç olaylara verdikleri tepkiler, olayların ciddiyetine uygun değil. Sözde çözüm önerileri ve eylemler, çoğunlukla sembolik kalıyor; köklü bir değişim ve etkili önleyici tedbirler neredeyse yok denecek kadar az.

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun açıkladığı veriler, 2024’ün ilk altı ayında 205 kadının........

© Başkent'te Karar